Türbe

Merhaba hikâye saati. Öncelikle sizlere çok teşekkür ederim. Sizlere yolladığım hikâyeleri eksiksiz

anlatmanız benim ve dinleyenlerin yaşanmış olan hikâyeleri dinlemesi çok güzel bir şey. Umarım hak ettiğiniz değeri bulursunuz. Fazla uzatmadan ben olayları sizlerle paylaşayım. Şimdiden dinlediğiniz için ve yayınladığınız için çok teşekkür ederim. Olayı sizlere polise verilen ifadeye ve hastanede olaya bizzat şahit olan Aysel hemşirenin dediklerine göre anlatmaya çalışacağım. Ve Aysel hemşirenin ağzından anlatacağım. Bir kusurum yanlışım olursa affınıza sığınıyorum.

Bursa’da bildiğiniz üzere Emir Sultan Camisi ve türbesi vardır. Caminin alt kısmında ise Osmanlı zamanından kalma eski bir mezarlık bulunuyor. Orada çok eski mezarlar olduğundan belediye tarafından bir gece bekçisi görevlendirilmişti. Gece bekçisinin polise verdiği ifade şöyleydi: Günlerden cumaydı. Namazımı kıldıktan sonra uyku tutmadı ben de mezarlığa gittim. Orada bulunan sahipsiz mezarlara çiçek eker onları sulardım. Boş vakitlerimi böyle değerlendirirdim. Bir kalabalığın mezarlığa girdiğini gördüm, omuzlarında bir cenaze vardı. Ben de yanlarına gidip merhuma dua etmek istedim. Cenazeyi kabire yerleştirip üzerine toprak atmaya başladık. Mezar tamamen kapandığında hoca dua okumaya başladı. Merhumun başında hoca duaları şaşırıyor, boğazı düğümleniyordu. Hoca daha fazla dayanamayıp Allah günahlarını affetsin diyerek duayı bitirdi. Ben de Fatiha okuyacakken merhuma benim de boğazım düğümlendi okuyamadım. Kalabalık dağılınca kimsenin mezara su dökmediğini fark ettim. Herkes dağıldığında bir testiye su doldurup mezarın başına geldim suyu dökmeye başladım ama toprak ıslanmıyordu sanki hiç su dökülmemiş

 

gibi duruyordu. İkinci testiyi doldurup tekrar geldim onu da döktüm ama durum aynıydı. Vardır bunda da bir keramet diyerek diğer mezarları sulamaya başladım. Yabani otları temizledim suladım vs. akşamı ettim. Akşamları belli saatler arasında mezarlıkta dolaşır mezar soyguncuları gelir mi gider mi diye kontrol ederdim. 20 yıldır bu işteyim ama hiç öyle bir şey olmadı. Yine de alışkanlıktan dolaşıyordum ama bu sefer sürekli izleniyor hissi vardı üzerimde, yorgunluk ve ağırlık çöküyordu. İlerledikçe sesler duymaya başladım. Yardım çığlıkları acı acı bağıran bir kadın sesi duymaya başladım. Sesin geldiği yöne gittiğimde bugün defnedilen mezarın başında buldum kendimi. Korkuyla hemen kulübeme doğru hızla koştum, nefes nefese kalmıştım. 20 yıldır buradaydım ilk defa böyle bir şeye şahit olmuştum. Sabah olduğunda sabah namazını kılmak ve dün başıma gelenleri hocaya anlatmak için Emir Sultan Camisine gittim. Namazdan sonra durumu hocaya anlattım. Hoca bunun kabir azabı olduğunu, birkaç gün o mezarın etrafında dolanmamamı söyledi. Namazdan sonra eve gittim olanları düşünüyordum sürekli. Ben düşünürken uyuyakalmışım. Rüyamda yine o mezarın başındaydım. Mezar açıktı. Kefenin yüzü açık kadının suratı yanmış şekildeydi. Bana yalvararak kurtar beni diyordu. Kefenden elini bana uzattığında ellerinin de yanmış olduğunu gördüm ve sıçrayarak uyandım. Abdest alıp yatağımda Kuran okumaya baslardım. İşe gitme saatim gelene kadar Kuran okudum tekrardan mezarlığa geldim. Kimsesiz olan mezarlara

 

güller ekmiştim onları suluyordum, günlük işlerimi yaptım. Hava kararınca kulübeme çekildim, çayımı demledim çay içtikten sonra tekrar mezarlıkta dolaşmaya başladım. O mezarın oraya gitmeyecektim ama nasıl olduysa kendimi tekrar o mezarın basında buldum. Yine aynı şekilde yardım sesleri acı çekme şeklinde yardım sesleri yükseliyordu. Dua okuya okuya tekrardan kulübeme kaçtım. Ölen kişinin ne günahı vardı da bu kadar acı çekiyordu? Ruhuna Fatiha okumak onun acısını biraz olsun dindirmek istedim, okumaya çalıştım ama okuyamadım defalarca denedim ama olmadı. Sabah olduğunda sabah namazına yine camiye gittim. Dün gece yaşadığımı, rüyamı hocaya anlattım o da merak edip beni o mezarın basına götürü müsün dedi. Ben de dua okumak isterim dedi. Senin dediğin gibiyse eğer vah vah diyerek önden yürümeye başladı. Ben de peşinden. Mezarlığa girdik mezarın basına geldiğimizde hoca da okumak istedi ama yok okuyamıyordu sanki bir el hocayı boğuyor gibiydi. Hoca, burada yatan kadın çok büyük günahlar işlemiş baksana ruhuna dua bile okumamıza izin verilmiyor dedi. Allah affetsin diyerek mezarından başından ayrıldık. Ardından eve gidip uykuya daldım ama aynı rüyayı tekrar gördüm; mezar açıktı ve kadın benden yardım istiyordu. Kefeninden elini uzatıyordu. Akşama doğru uyandım, tekrar mezarlığa gittim

 

günlük sulamalarımı yapınca kulübeme çekildim. Bu aksam gezmeyecektim mezarlığı. Mümkün olursa kulübemden dahi çıkmayacaktım. Bir süre öylece bekledim, üstüme o kadar ağırlık çöktü ki anlatamam. Sandalyede uyuyakalmışım. Gözümü açtığımda o mezarın basındaydım, mezar açıktı ve kadının kefeni yanıyordu acılar içinde çığlıklar atıyor yardım istiyordu hemen oradan kaçtım. Kulübeme geldiğimde kendimi sandalyede uyuyor şekilde gördüm. O anki korkum tavan yapmıştı. Arkamdan bir ses geldi çıkarın beni buradan diye, arkamı döndüğümde o kadın arkamdaydı vücudu yanmış biçimdeydi, çıkarın beni buradan diye bağırıyordu. Sandalyede uyandım sabahı zor ettim. Sabah olduğunda hemen camiye gidip hocaya durumu anlattım. Sabah namazını kıldıktan sonra hoca yanıma gelip bu işte bir iş var bu mezarı açmamız lazım dedi. Gerekli yerlere yazı yazacağını ailesinden izin alıp mezarın açılmasını isteyecekti. Hoca birkaç gün bu işlerle uğraştı. Gerekli izinler alındıktan sonra belediyeden gelen ve merhumun yakınlarından birkaç kişi mezarı açmaya başladık. Mezarın tahtaları ortaya çıkmaya başladığında mezarı kazanlar geri çekildi. Hocayla eğilip baktığımızda mezar tahtaları yanmıştı. Birden kabirden ses geldi çıkarın beni diye. Hızla mezarı açtık mezardaki kadının bütün vücudu yanık şekilde yatıyordu. Hemen ambulansı polisi aradık kadın nefes alıyordu. Olay yerine gelen polis ve ambulans kadını hemen hastaneye kaldırdılar. Ardından soruşturulma açıldı. Ben de gözaltına alındım. Hastanedeki acil tıp teknisyeni Aysel hanım gelen hastayı görünce şok oldum diyerek hemen doktorlara haber verdi. Kadının bütün vücudu birinci derece yanık ile kaplıydı. Bütün hastane şaşkındık polislerden aldığımız bilgi ile daha da şaşırttı. Kadına gerekli müdahaleler yapıldı ama kadın ağzından tek bir cümle çıkıyordu: “beni o mezarlığa gömmeyin!” Tam 3 gün boyunca kadın bunu sayıkladı sonra birden kalbi durdu.

Kadının ailesi onu başka bir mezarlığa defnetmişler. Gece bekçisinin kendince yaptığı araştırmasına göre bu kadın bir hayat kadınıymış. Genç kızları ağına düşürüp onları zengin insanlara satıyormuş. Hikâye bu kadar arkadaşlar olayı aktaran Aysel hemşireye çok teşekkür ederim. Ben de onun sayesinde sizlere aktardım. Rahman ve Rahim olan Allah ol derse ibret olsun diye bizleri uyarması devam ediyor. Yorumlarınız sabırsızla bekliyorum şimdiden teşekkür ederim Pınar hanım sizin de yorumunuzu bekliyorum başarılarınız devamını tekrardan dilerim herkese iyi akşamlar arkadaşlar.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*