
Üniversite Öğrencisi | Korku Hikayeleri
Selamlar Hikaye Saati. İsmim Seyhan. Üniversite 3. sınıftayım. Tek başıma yaşıyorum. Tek başıma yaşıyorum sözde ama gelip kalan arkadaşım da çok oluyor. Bazen gelir 2-3 gün kalırlar, bazen gelir 1 ay bende kalırlar. Erkek arkadaşım vardı. Adı Murat. O da sık gelirdi kalmak için ama o aralar memleketine gitmişti. Ben de yalnız kalmıştım.
Bir gün akşam ders çalışırken telefonum çaldı. Baktım çok sevdiğim bir arkadaşım arıyor. Uzun zamandır da görüşememiştik. Onun adı da Neşe. Neşe müsait olup olmadığımı sordu. Müsaitim dediğimde ise yanında bir arkadaşı olduğunu eğer kabul edersem beraber geleceklerini söyledi. Kimmiş bu arkadaş dedim. Adının Tanrıverdi olduğunu ve çok iyi biri olduğunu söyledi. Tamam, gelin kalın. Ama çok hoşlanmazsam sen istediğin kadar kal ama o kendine kalacak yer baksın dedim. Tamam, kabul ama seveceğine eminim dedi. Bunlar 1 saat sonra bana geldiler. Tanrıverdi 175-180 boylarında orta kiloda mülayim tipe sahip biriydi. Tabi çekindi başlarda. Kusura bakma rahatsız ettim böyle çok emrivaki oldu deyip durdu. Önemli değil rahatına bak dedim. Sonra ben Neşe’yle konuştum biraz. Epeydir görüşmediğimiz için anlatacak çok şey biriktirmişiz. Sohbet ederken Tanrıverdi söze girdi. Bana bakıp sen çok mu kâbus görüyorsun dedi. Şaşırdım. Çünkü son zamanlarda gerçekten de çok kâbus görüyordum.
Evet, ama nerden anladın dedim. Hissediyorum diyelim dedi. Yaa var mı böyle şeylerin? Fal falan mı bakıyorsun dedim. Fal da bakıyorum yıldızname de bakıyorum dedi. Yaa lütfen bana da bakar mısın dedim. Tabi bakarım dedi. Çantasında tarot kartları da varmış zaten. Çıkardı tarot da baktı. Falda her dediği doğruydu, zaten biliyordu. Falın sonunda da bir dilek tutmamı söyledi. Tuttuğum dilek şuydu. Yurt dışında güzel bir hayat kurmak. Tuttun mu dedi evet dedim. Seçtiğim kartları açtı baktı. Seyahat gerektiren bir şey dilemişsin. Ama üzgünüm gerçekleşmeyecek. Çünkü fikrin değişecek. İleride bunu şimdiki kadar istemeyeceksin dedi. Son ana kadar beni şaşırtmayı başardı yani. Peki dedim, bunları kartlara bakarak söyledin az önce nasıl durduk yere kâbus gördüğümü anladın? Bu his içine nasıl geliyor birden bire diye sordum. Herkeste olmuyormuş. Bazı kişiler enerjilerini daha kuvvetli yaydığında bunu hissedebildiğini söyledi. Çok iyi anlaşmaya başlamıştık. İlgimi çeken konular olduğu için çok uzun süre muhabbet ettik. Bu sohbet sırasında samimiyeti ilerlettikçe tılsım yaptığını falan da söyledi. Aşk tılsımı yapabiliyormuş, koruma tılsımı yapabiliyormuş.
İyice dikkatimi çekti.
Bana kâbus gördüğüm için tılsım yapabilir misin dedim. Yaparım ama şimdi değil. Yanımda malzemelerim de yok zaten dedi. Ama haberleşiriz sözüm olsun yapacağım dedi. Neşe de Tanrıverdi çok iyi bir insan sana da demiştim zaten.
Hem bu tarz konularda çok bilgili hem de yardıma ihtiyacı olanları geri çevirmez dedi. Siz ne zamandır arkadaşsınız dedim. 6 ay dedi. Biz de hemen hemen 7 aydır görüşemiyorduk zaten. Tanrıverdi 2 tane cini olduğunu ama onları kullanmadığını sadece arkadaşları olduğunu söyledi. Ben ilk kez böyle birini gördüğüm içim heyecanlanmıştım. Şu an buradalar mı dedim hayır ama istersen gelirler dedi. Yok, sakın öylesine sormuştum asla istemem korkarım dedim. Neşe, ben gördüm ben varken çağırdı dedi. Ciddi misin nasıldı dedim. İlk çağırdığında korktum. Sonradan biraz alıştım dedi. Kaç kere çağırdınız ki dedim. 6 kez çağırdıklarını söylediler. Neşe de benim bildiğim korkar böyle şeylerden. Ama bu cesaret nerden geliyor anlayamadım. Herhalde Tanrıverdi’ye çok güvendiğinden. Ama böyle işlerde de güven nasıl oluyor ki Tanrıverdi’ye güvenirsin de hiç bilmediğin varlığa nasıl güveneceksin? Neşe heyecanla anlatıyor. Çağırdık şunları sorduk şöyle cevap verdi diye. İlk kez onu bu kadar heyecanlı gördüm. Sanki beni cin çağırmaya heveslendiriyor gibiydi. Kulağa komik geldiğini biliyorum. Heveslenecek başka şey kalmamış gibi. Tamam, merak ettiğim şeyler, doğru ama bende o cesaret yoktu.
Neşe beni ikna etmeye çalışıyor gibiydi.
Sonra dedi ki Tanrıverdi istediği sürece gelirler istemediği anda hemen kaybolurlar. Bunun kontrolü onda merak etme. Ben de başlarda korktum ama Tanrıverdi gerçekten bu işi biliyor. İstersen çağırsın dedi. Çağırsın da gelince ne geçecek elimize dedim. Soru sormak içinmiş. Tüm sorulara genelde doğru cevap veriyorlarmış. Tanrıverdi bana sordu, cevabını merak ettiğin hiçbir soru yok mu geçmişte aklına takılan dedi. Bunu da sorarken hissetmişti eminim. Çünkü geçmişten beri aklımda olan bir soru vardı. Cevabını yıllarca düşünmüştüm ve hala da düşünüyordum. Tanrıverdi bunu hissetmişti. Var, evet dedim. Onun cevabını alacaksın mesela ve daha merak ettiğin ne varsa. Sonra da hemen göndereceğim. Bak normalde bana ısrar ederler ben çağırmam. Ama şimdi Neşe istiyor diye kırmak istemiyorum. Eğer sen de olur dersen çağırırım dedi. Kafam allak bullak olmuştu. Tamam dedim çağır. Az önce tılsım için çantasında malzeme bulunmadığını söyleyen çocuk bir anda acayip şeyler çıkarmaya başladı. Sen her an çağırmak için hazır mı dolaşıyorsun dedim. Lazım oluyor dedi gülümsedi. Çok sorgulamadım. Zaten olaylarda baştan sona mantık yoktu bunda mı arayacaktım. Oturduk, Her şeyi Tanrıverdi ayarladı. Kim nerde oturacak ne yapılacak o söyledi biz de yaptık. Gelecekler birazdan son bir işlem kaldı parmaklarınızı uzatın dedi. Uzattık. Ufak bir iğne ile kanattı benim kanımı ayrı bir kaba Neşe’nin kanını ayrı bir kaba koydu. Ama kendisi yapmadı sadece bizden aldı. Sonra da olanlar oldu.
İki tane siyah giyimli cin geldi. Bu cinlerin biri kısa diğeri uzun boyluydu. Duvarın orda belirdiklerinde Tanrıverdi sakin olmamı söyledi. Elimden geldiğince kıpırdamadan beklemeye çalıştım ama içimde fırtınalar kopuyordu. Sor merak ettiğini dedi Tanrıverdi. Ama ben sesli sormak istemiyorum cevabını sizin de duymanızı istemiyorum dedim o yüzden sorumu sormaktan vazgeçtim. Başka şeyler sorduk. Neşe de sordu. Sorular bittikten sonra ben bir şey denemek istiyorum dedim. Tabi dediler. Alt kat komşumun kedisi var. Kediye hükmedip onu buraya getirtebilirler mi dedim. Tanrıverdi isteğimi söyledi. Tamam, gelir birazdan dedi. Beklemeye başladık. Alt komşum kedi istediği zaman dışarı çıkmasına izin veriyordu. 5 dakika geçti geçmedi. Kapıyı tırmalıyordu bir şey. Benim kalkacak cesaretim yoktu. Tanrıverdi kalktı. Kedi gelmiş dedi. Kedi kapıyı açınca içeri girip yanımıza geldi. Ama ne hale gelmiş. Tüyleri diken diken. Duvarda onların olduğu tarafa dikkat kesilmiş bakıyor. Tamam, kediyi gönderelim dedim. Kedi kaçarak hızla çıktı evden. Sorularımız da bittiğinden artık gelen cinleri gönderdik. Gönderdik ama benim yüzüm bembeyazdı hala. Biliyordum suratımın tuhaf gözüktüğünü ama korkudan aynaya bakmaya gidemiyordum. İyi misin dediler. Ben hiç iyi değilim ayrıca çok da pişmanım, ya yine gelirlerse yalnız yaşıyorum sonuçta ben ölürüm korkudan dedim. Tek dediği şey hiç merak etme. Bir daha gelmezler çünkü ben onları gönderdim. Benden bir emir almadıkça gelmezler. Öyle olsun dedim. Güveniyorum sana. İnşallah yanılmam, Gece uyumadık. Saat 6’ya kadar oturduk. 6’dan sonrada bunlar gitmek istedi. Sebebini de söylemediler apar topar kalkalım dediler çıktılar. Güneş doğmuş olmasına rağmen uyuyamıyordum. En son balkona çıktım orda uyudum.
Aradan 2 haftaya yakın bir süre geçti erkek arkadaşım yani Murat memleketinden döndü. Buluştuk dışarda bir şeyler yaptık sonra da eve geçtik. O eve girdik, kapıdan adımımızı attık.
Murat 180 derece değişti.
Bir gerginlik başladı önce. Film izleyelim hadi sen şöyle otur dedim. Nereye oturacağıma sen mi karar vereceksin demez mi? Hiç böyle bir tepki vermemişti daha önce. İyi misin Murat ne dedim ben şimdi dedim. Gerginlik böyle başladı. Her hareketimi yanlış anlıyordu. Mesela lavaboya gideceğim durdur filmi dedi durdurdum. Ben de mutfağa su içmeye gittim. O arada nasıl olduysa film devam etmiş. İçeri girdiğimde köpürmüştü durdur demedim mi sana diye. Tamam, geri alırız ne olacak diyorum ama ben alttan aldıkça o daha da abartıyordu. Sonra da çıkıp gitti evden. Normalde kibar biri beni asla kırmaz. Hatta bazen ben onun sabrını zorlardım ama hep sakin kalır gönlümü alırdı. Dışardayken de normaldi. Ne olduysa eve girdikten sonra oldu. Bir süre yazmadım. Nasıl olsa sakinleşir beni arar diye düşündüm. 3 hafta daha geçti sesi hala çıkmıyor. Sosyal medyadan bir baktım. Neşe’yle fotoğraf atmış. Neşe’yi aradım. Murat’la mı buluşmuştunuz diye. Evet, Murat şimdi de yanımda dedi. Arkadaşımdı ama Murat’ı da kıskanmadım desem yalan olur. Ne işi vardı Neşe’yle? Fotoğraf atmalar falan. Bir kurt düştü içime. Zamana bıraktım. Neşe dedim öğreniriz bir şekilde ortaya çıkar.
Kısa süre sonra Murat aldığım hediyeleri çöpe atmış atarken de canlı yayın yapmış. Kahroldum. Ne kadar gözyaşı döktüm. Ben ona bir şey yaptım desem anlarım ama hiçbir şey yapmadım. Bir anda oldu ne olduysa. Bu şekilde de kesin olarak ayrılmış olduk. Hiç aramadım mesaj atmadım. Neşe’nin ağzını aradım aralarında bir şey mi var diye ama ser verdi sır vermedi. Ben ondan sonra ne Neşe’yi gördüm ne de Tanrıverdi’yi. Aradığımda görüşmek istemiyorlardı. Böyle böyle 1 seneye yakın zaman geçti. Yine telefonum çaldı. En başa döndük. Arayan Tanrıverdi. Müsait misin sana gelmek istiyorum yalnız geleceğim çok önemli şeyler anlatacağım dedi. Ne anlatacaksın desem de illa yüz yüze söylerim deyince gel o zaman dedim.
Tanrıverdi dediği gibi yalnız geldi.
Seni dinliyorum. Merak ettim anlatacaklarını dedim. Bak bana kızabilirsin. Haklısın da ama benim içim rahat etmedi zaten hatalı olduğumu anladım ve o sebeple sana anlatmaya geldim dedi. Hayretle bakıyorum sadece. Bu anlatmaya başladı. Aslında Neşe tahmin ettiğim gibi benim sevgilimden hoşlanmış. Bu yüzden de Tanrıverdi’den yardım istemiş. Tanrıverdi’yi evime bir şekilde sokup fal bakma cin çağırma derken benim gözümü boyamış. Aslında tek amaçları benden bir damla kan almakmış. Onu da cin çağırma ritüeli için lazım diye bir şekilde kandırarak almışlar. Büyüyü de Tanrıverdi yapmış. Murat’ın eve girdikten sonra benden soğumasının sebebi buymuş. Şimdi de karşıma geçmiş utanmadan bunları anlatıp benden af diliyor. Zaten tersine dönmüş. Neşe’yle Murat da mutlu olamamış. Anlattı bir şeyler. Kovdum evden. Neşe de sen de bir daha karşıma çıkmayın dedim. Sonra Neşe de çok aradı ama böyle biriyle arkadaş kalacak değilim. Benim sevdiğime göz diken ayırmak için büyüler yapan bin bir yalanla numarayla evime büyücü getiren biri ile nasıl arkadaş kalabilirim? Murat’la bile görüşmedim. Çok yordu bu olaylar ben. Ne murat ne neşe ne Tanrıverdi. Hiçbirini görmek istemedim. Hala da istemiyorum. Dostlarınıza dikkat edin. Benim gibi her önünüze gelene güvenirseniz kazık yemeniz kaçınılmaz olur. Umarım sıkmadan anlatabilmişimdir. Sizi de kanalınızı da çok seviyorum.
Diğer korku hikayeleri için okumaya devam et.
Bir yanıt bırakın