
Hayırlı günler, Hatay’dan selamlar. Ben size halamı anlatmak istiyorum. Bu arada adım Elifnur. Halamın adı Şenay. Böyle bir halam olduğu için utanıyorum.
Halam çok kıskanç biri. Ne babaannem öyle ne de dedem ama halam öyle. Kime çekmiş bilmiyorum artık. Sanki evlatlık. Ben çok küçüktüm 5 yaşlarındaydım ama halamın beni ağlatmalarını hatırlarım. Oyuncak bebeğim vardı bilerek onu saklardı. Ben ağlayınca da gülerdi. Bana vurduğu çok olmuştu. Sinirlendirip ağlattığı. Sen ne kadar çirkinsin derdi mesela ben de aynaya bakarak ağlardım neden çirkinim diye. Kötülükten beslenirdi sanki. Ondan çok korkardım. Annemin yanında da bana çok iyi davranırdı. Annem de güvendiği için bazen ona emanet ederdi beni. Ah annem bilse kurda kuzuyu emanet ettiğini. Annemin gelme zamanına yakın da yüzümü yıkardı ağladığım belli olmasın diye. Beni güldürürdü. Ben de çocuğum kızgınlığım hemen geçerdi. Anneme hiçbir şey anlatmazdım o yüzden. Büyüdükçe onun ne olduğunu anladım. Anladıkça da uzaklaştım. Bayramlarda zoraki olarak görüşüyordum. Bize gelirse hoş geldin der hemen odama girerdim.
O zaman 15 yaşıma yeni girmiştim. Lisedeydim. Bir haber duydum babamdan. Halan bu binaya taşınacak diye. Yemin ederim haberi duyduğum gibi kulaklarımda çınlama başım dönmeye başladı. İnsan halasından bu kadar nefret eder mi demeyin. Öyle halanız olsa siz de nefret edersiniz. Babam bunu söyleyince sinirimden babama kızdım. Sen mi söyledin kiralık daire olduğunu diye. Ben söyledim ev arıyordu iyi olur işte üniversite mezunu senin de derslerine yardımcı olur. Annene de yardım eder. Biz de ona destek oluruz. Abisinin yanından daha güvenli neresi var dedi. Beni aldı bir telaş. Buraya gelse biliyorum kötülük yapar bize. Bütün huzurumuz kaçar. Babam ev sahibiyle konuştu evi tuttu. Halam bizim binanın 2. katına taşındı. Biz de 5. katında oturuyorduk. İlk gün
eşyaları gelirken annem beni çağırdı. Halana yardım ediyoruz sen de gel ayıp olur dedi. Benim dersim var desem de bir yarım saat de olsa gözük dedi. İndik aşağı eşyaların yerleşmesine az da olsa yardım ettim çıktım eve. 2-3 saat sonra annemle babam halamı almış bize getirdi. İlk gün yemek yapamazsın bizde ye demişler. Yemek sofrası kuruldu. Benim ödevim var ben sonra yerim dedim. Halam gidene kadar çıkmadım. Halam da gitmek bilmedi. Çay içelim meyve yiyelim diye annem tuttu onunda canına minnet. Ben odada açlıktan ölecektim. Baktım gideceği yok. Mutfakta hazırlayıp odama götürdüm, öyle doyurdum karnımı. Halam gidince annem bana seslendi. Gittim yanına efendim anne dedim. Babanla ben seninle bir şey konuşacağız dedi. Oturdum dinliyorum dedim. Benim halam matematik mezunu. Kafası zehir gibidir. Ama öğretmenlik yapmıyordu o zaman. Babaannemle dedemin parasını yiyordu hala. Neyse babam halama Elifnur’a özel ders var.
Başkasına para vereceğimize sana verelim sen kazan demiş. Halam da olur demiş. Benim tepemin tası attı bunu duyunca. Bana neden sormadınız, benim fikrimi almak neden aklınıza gelmedi diye bağırıp çağırdım. Benim mutlu olacağımı düşünmüşler. Annem diyor ki bir de, sen halanı pek severdin eskiden. Ya anne sorma pek severim dedim. Babam da bana kızdı. Halan ne yaptı da sana insan halasını sevmez mi dedi. Girdim odama ağla ağla içim çıktı. Sabah kahvaltıda da konuşmadım hiç. Okula gittim geldim. Yemek yerken halam geldi. Eline kitaplarını da almış bana ders anlatmaya gelmiş. O gün çok çaresiz kaldım. Yemekten sonra odama geçtik. Derse başladık. Hatırladıkça sinirleniyorum. Bile isteye benim özgüvenimi düşürmeye çalıştı. Matematiğim çok iyi değil ama çok da kötü de değil. Bana bilerek kitaptan en zor soruları seçip çözmemi istiyor. Çözemeyince de çok kötü seviyen çok düşük eksiğin çok fazla sen bu eksiği zor kapatırsın, bu kadar kötü
olduğunu bilmiyordum gibi her fırsatta konuşuyor. En son ben de kızdım. En zor soruları seçiyorsun. Şunları niye çözmemi istemiyorsun özellikle bunları seçiyorsun benim yapamayışım sana zevk mi veriyor dedim. Hata bende sen niye onunla laf yarışına girersin ki. Açtı ağzını yumdu gözünü. O soruları ilkokul çocuğu da çözermiş. Ben kendimi o sorularla kandırıyormuşum anne tarafına çektiğim için kafam bu kadar çalışıyormuş onun kıymetini bilmediğim için nankörmüşüm… Neyse biz ilk dersi kavgayla bitirdik. Ben bir daha ders vermez sanıyordum. Çünkü o da istemezdi ben istemeyince ama öyle olmadı. Ne kadar arsız bir halam olduğunu unutmuşum. Annemle konuşmuş. Eksiği çok fazla o eksikleri okulda tamamlayamaz ancak özel dersle tamamlanır. Ben ona yardım etmeye her zaman hazırım. Zaten senin gibi zeki bir annesi var bir de benden özel ders alırsa yürür gider demiş. Ben bunu duydum ve nasıl bir şeytan var karşımda dedim. Bana anne tarafına çekmişsin kafan çalışmıyor diye anneme neler diyor. Ben istemediğimi söyledim. Babam annem bana kızıyor. Sen sıkıyı gördün ondan istemiyorsun diyorlar. Ya ne alakası var. Tamam, başka bir hocadan ders alayım ama bu halam olmasın. Bu sefer de halan bize durumunu anlatacak diye çekindiğin için yapıyorsun dediler. Çıldıracaktım. Bir insanın üzerine bu kadar gelinmez. Binaya geldi ve ilk günden huzurumu kaçırmaya başladı.
Neyse, halam haftanın 4 ünü geldi ve derse devam etti. Hep de aynı geçiyordu. Aşağılıyordu sürekli. Ben o ara okuldan bir sevgili yapmıştım. Mesajlaşıyorduk. Yeniydi daha. Halam geldi ders çalışacağız. Telefonu masanın üzerinde unutmuşum. Aklımdan tamamen çıktı. Biz ders çalışırken mesaj geldi. Baktım erkek arkadaşım. Elif’im seni özledim yazmış. Halama baktım yandan görmüş müdür diye. Göz göze geldik. Babanın haber var mı dedi. Yok, ama ben söyleyeceğim zaten. Şu an çok yeni o yüzden daha konuşmadım dedim. Konuyu orda kapattık derse döndük. Ders bitince hemen yetiştirmiş babama. Hem de ne yalanlarla. Güya ben dersi dinlerken çok dalgınmışım. Dalıp gidiyormuşum sürekli. Halam olarak bir derdim bir sıkıntım var diye çok endişelenmiş. Bana neyim olduğunu sormuş. Ben de okulda bir sevgilim var onu düşünmekten hiçbir şey yapamıyorum dersler de umurumda değil demişim. Yalanlara bakın. Ben odadayım halam odamdan çıkalı biraz zaman geçmişti. Babamın sesi geldi içerden. Baktım beni çağırıyor. Gittim. Otur bakalım bir konuşalım seninle dedi. Sevgilin varmış doğru mu dedi. Çok utandım. Hiç beklemediğim bir anda söyleyince gizli işler çeviriyormuşum gibi hissettim. Ama inkâr da etmedim evet var dedim. Halamın söylediği her şeyin doğru olduğuna inandıkları için bana kızmaya başladı. Derslerinle ilgilenmiyormuşsun. Ayrılacaksın sadece okulunla ilgileneceksin vs. annem de aynı fikirde tabi o da aynı şeyleri söylüyor. Biz babamla tartışmazdık pek. En son ne zaman oldu böyle bir şey deseniz seneler olmuştu. Ama halam geldi düzenimizi bozdu. Bana neden bu kadar gıcık oluyor onu da anlamış değildim. Bana özel bir kini vardı. Ve ben onunla baş edemiyordum. Onunla ancak onun gibi birsi baş eder. Dinsizin hakkından imansız gelir derler ya. Olacak öyle biri o ona iftira atacak o ona… Ama ben yapamıyordum işte. Ben erkek arkadaşımla gizli saklı konuşmaya devam ettim. Onu da uyardım bana attığın mesajlara dikkat diye. Telefonuma da kız ismi ile kaydettim. O sorunu çözdüm ama hala en büyük sorun olan halamı çözememiştim. Tüm sorunların kaynağı oydu.
Bir gün nerden estiyse o beni çağırdı bende çalışalım dedi. Gitmek istemedim. Bildiğiniz korkuyordum. Anneme söylüyorum anlamıyor gidin çalışın diyor hala. Neyse gittim. Telefonumu almadım yanıma. Belki de alır zorla karıştırır bunun için çağırmış olabilir diye de düşündüm. Meyve suyu koydu getirdi valla içimden diyorum ki ya zehir attıysa… Güvenim sıfır. Bu bana bir tane test verdi sen çöz dedi. Kendisi de telefonunu aldı içerideki odaya geçti. Ben testi bitirdim hala gelmedi. Bekliyorum bekliyorum yok. Kendi kitabımı açtım biraz da oradan çalıştım ama hala gelmiyor. Demek ki bugün ders anlatası yok telefonla konuşası var. Bizde de bu durum anlaşılmasın diye beni evine davet etti demek ki dedim. Çok rahat 3 saate yakın durdu içerde. 3 saat. 3 saat sonra çıktı. Ben gidiyorum dedim. Ben de geliyorum seninle dedi. Benimle çıktı yukarı güya aynı bina olsa da beni eve kadar getiriyor aileme teslim ediyor. Hala güvenilir insan profili çizmeye çalışıyor. Kapıyı annem açtı. Maşallah ne iyi çalıştınız bugün dedi. Her gün 1 saat çalışıyorduk çünkü. Bugün böyle oldu güzel çalıştık valla dedi halam da. Aleyhine olan tüm olayları lehine çevirebiliyordu böyle. Dedim ya kafa zehir gibi diye. Odama geçtim ben tabi. Suratım beş karış. Annem geldi. İyi çalıştınız mı ne yaptınız dedi. Anne dedim söylediklerime inanacak mısın ki bana soruyorsun bunları. Niye inanmayım tabii ki inanırım benim kızım yalan söylemez dedi. O zaman iyi dinle anne. Hiç ders anlatmadı. Bana test verdi kendisi odaya geçip telefonla konuştu tam 3 saat boyunca dedim. Acil bir telefon gelmiştir kızım ne yapsın sana test vermiş çözdürmüş ilgilenmiştir o yine de dedi. Hala onu savunacak şeyler buluyorlardı pes doğrusu. Halamın karakterini az çok anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Böyleydi benim halam. Asıl sıkıntı buradan sonra başladı.
Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama sınavlarım başlayacaktı az kalmıştı. Halam yine kendi evine çağırdı ders için. Bu ikinci çağırışıydı. Gittim eve yine tahmin ettiğim gibi testi verdi telefonla konuşmaya geçti. Beklerken sıkıldım şeytan dürttü. Dedim acaba ne konuşuyor bu içerde. Kapının önüne sessizce yaklaştım. Tuttu mu tutmadı mı diye bir şeyler söylüyor anlamaya çalıştım anlayamadım. Geri geldim masaya oturdum. Bekledim yine çıkmadı. Bir daha gittim kapının önüne. Şunu dediğini duydum: “Ben zaten o yüzden taşındım buraya. Benim abim daha iyilerine layık. Annesi de sümsük kızı da”… Kısa bir şoktan sonra kendimi topladım. Kitaplarımı aldım eve gidecektim. Ama tam kapıyı açarken aklıma geldi. Duyduğumu neden belli ediyorum ki dedim. Madem o kurnaz biraz da ben kurnaz olayım. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi gözlemlerim. Bakalım neden taşınmış buraya. Gerçek amacı annemle babamı ayırmak mı? Kitaplarımı geri koydum masaya açtım çalışıyor gibi yaptım. Halam çıktı içerden. Hadi geç oldu dedi bana. Ya öyle bir söylüyor ki sanki ben onun evinde kalmak için ısrarcıyım o beni geç oldu deyip gönderiyor. Hiç sesimi çıkarmadım. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek zorundaydım. Eve geldim kimseye bir şey belli etmeden odama geçtim. Yatağıma yattım ama uyu uyuyabilirsen. O zaman da sınavlarım başlayacaktı kötü etkilendim çoğuna çalışamadım. Notlarım istediğim gibi gelmedi. Matematik de kötü geçmişti. Belki iyi bir yönü olur bunun dedim. Matematikten özel ders işe yaramadı deyip bırakabilirdim halamı. Sonucu söyledim bizimkilere. İşe yaramadı ders dedim. Bizimkiler de halamla konuşmuş. Halam onları ne konuştuysa yine ikna etmiş. Benimle ders çalışmaya meraklı olduğundan değil. Babamın parasını yiyor işte. Yarım yamalak anlatıyor sonra al sen test çöz diyor. Ben de yaparım öyle öğretmenliği. Neyse gözüm üstündeydi. Çevirdiği dolapları anlamaya çalışıyordum. Allah onun yaptıklarını kendi ayaklarına dolandırdı ve bana gösterdi.
Bir gün rüyamda halamı gördüm. Halam rüyamda ders çalışalım diye beni kendi evine çağırdı. Onun evine gittik kapıyı açtığımızda evin içi yılan doluydu. Hiç yerde yılan yokmuş gibi onların üstüne basa basa eve girdik. Masaya oturduğumda boş bir kâğıt istedim soruları onun üzerinde çözmek için. Dolabı açıp eline geçirdiği ilk kâğıdı bana uzattı. Katlanmış bir kâğıt. Açtım ama kâğıt boş değildi. Arapçaya benzer şeyler yazıyordu içinde. Bu boş değil hala bu ne dedim. Bana bakıp muska o dedi. Ne işe yarıyor dedim. Annenle babanın arasına koydum. Bu araya konulursa aralarında görünmez bir sınır olur dedi bunu dediğinde de uyandım. Nasıl etkilendim bu rüyadan. Sabah annemle babamın yatak odasına gittim. Yatağı kaldırdım bu rüyada gördüğüm gibi bir muska aradım. Annem ne arıyorsun dedi ama söylemedim. Tüm yatağı indirdim. Döşeğe kadar hepsini yere attım. Nevresimleri çıkardım içlerine baktım ama bulamadım. O zaman aklıma rüyamda halamın dediği geldi. Bunu aralarına koydum demişti. Tek olabileceği yer döşekti. Ben bir anlık fikirle odamdan makas alıp geldim. Annem delirdin mi sen diye kollarımdan tutmaya çalışıyor bırak diye bağırdım ben de. Aldım kestim döşeği sonra da elimle kestiğim yeri yırttım iyice. Annem öyle bir kızıyordu ki anlatamam ama ben hiç duymuyor gibiydim onu. Başımda bir şeyler söylüyordu
ama ne? Elimi attım içeri ve elime ufak poşet gibi bir şey geldi. Poşeti çıkardım annem sustu. Baktı şaşkınca. Annem susunca anladım o ana kadar konuştuğunu. Bu ne sen mi koydun onu oraya dedi. Ben koymadım çok sevdiğin görümcen koymuş dedim. Poşeti açtım içinden muska çıktı. Muskayı açsak mı açmasak mı kararsız kaldık sonra düşününce biz açmayalım bunu bilen biri açsın dedik. Etrafı topladık falan. Babam akşam eve geldi. Emin olmadan annem hiç bahsetmedi bu konudan. Bizim bir tanıdığımız vardı. Kadın hoca değildi hoca sayılmaz yani ama muskadan falan anlar. En azından kim yaptırmış niye yaptırmış diye bize söyler dedik. Aklımıza o geldi. Annem bir gün sonra muskayı aldı onun yanına gitti. Ben de çok istedim geleyim diye ama annem istemedi. Tek başına gitti. Hocadan geldiğinde annem yaşlanmıştı yemin ederim. Evden çıkan annemle dönen annem aynı değildi. Omuzları çökmüş ağlamış gücü kalmamış. Kapıdan girdi bir iki adım attı. Tansiyonu düştü. Uzandı biraz kolonya getirdim bileklerini ovaladım. Kötü bir şey mi dedi hoca dedim. Şu halan sana bu güne kadar ne yaptı ne söylediyse bana en başından anlat dedi. Bende
Bir yanıt bırakın