kız arkadaşım

Hayırlı günler kardeşim. Kanalınızı uzun zamandır takipteyim. İyi ki böyle bir kanal açmışsınız. Ben Kadir. Ordu’da yaşıyorum.

Bir kız arkadaşım vardı. Çok iyi fal bakardı. Arkadaş ortamında oturduğumuzda mutlaka birileri baktırmak isterdi. Değişik bir kızdı. Ben de o farklılığını sevmiştim zaten. Biz bununla üniversitede tanışmıştık. Biz kızla aynı sınıftaydık bir de abim vardı, o da 4. sınıftaydı. Abimle aynı yerde olmak için tek tercih yapmıştım. Kızla aramız başlarda iyiydi. Beni sevdiğini düşünürdüm. Biz abimle aynı evde kalıyorduk. Kız arkadaşım da adı da

Sema, boş vakitlerinde hep gelirdi. Evi toplardı bazen yemek yapardı. Yardımcı olurdu bize. İstediği zaman gelir kalırdı. Abimle falan oturur hep beraber film izlerdik. Genelde de hep üçümüz takılırdık. Dışardan pek arkadaşımız yoktu. Tatile pikniğe nereye gideceksek beraber giderdik. Evimizin alt katı boş olduğu için evde geç saatlere kadar alkol alır bağıra çağıra şarkı söylerdik. Çok eğlenirdik beraber. 1 sene böyle geçti. Biz kızla birbirimize iyice alıştık. Ben zaten çabuk bağlanan biriyim. Ona iyice alıştım. Gelmediği günler kendimi yalnız hissediyordum. Ben de bir gün teklifte bulundum. Zaten çoğu zaman bizdesin bize taşın hep beraber yaşayalım kira derdinden de kurtul dedim. Kabul etmedi. Yine de bir evim olsun arada gidip kalabileceğim kafa dinleyebileceğim bir yer lazım dedi. Tamam dedim sen bilirsin. Bu arada gitti arada geldi. Evden de bazen bir şeyler hazırlar getirirdi. Kekler börekler çörekler. Çok da hamarattı eli yatkındı bu işlere. Bizim de canımıza minnet. Bekâr evinde her gün anne evinde gibi yemekler yiyoruz. Her şey güzel giderken bir anda dünyamı alt üst oldu.

 

 

Abimde bazı rahatsızlıklar başladı. Uyurgezerlikler başladı önce. O gün Sema yoktu evde. Tak tak diye bir ses geldi içerden. Benim uykum çok hafiftir. Hemen uyanırım en ufak sese. Kalktım baktım abim salonda. Gözleri kapalı duvarın önünde kafasını duvara vuruyor. Abi ne yapıyorsun sen, dur yapma dedim kendime doğru çektim. O anda uyandı ben niye buradayım nasıl geldim bana ne oldu dedi. Bilmiyorum abi duvarın önündeydin. Gel yerine yat dedim. Götürdüm yatırdım. Sabah hiçbir şey hatırlamıyordu. Oraya nasıl gitti ne yaptı kendisinin de haberi yok. O zamanlar da sınav dönemiydi çok ders çalışıyorduk. Belki sınavların stresinden olmuştur diye düşündük. Abim bir psikiyatriste gitti. Bir ilaç vermiş doktor onu kullanmaya başladı. Aslında abimin dersleri çok iyiydi ama neyi bu kadar stres ediyordu kendine, anlayamamıştım. Neyse abim ilacı kulandı ama etkisi olmadı. İlaç abime gün içinde enerji veriyordu. Derslerine falan konsantre olmasında çok yardımcı

 

oluyordu ama abimin uyurgezerliğine çare olamadı. Uyurgezerlikte çok tehlikeli bir durum. Allah korusun kendini balkondan camdan bile atabilir. Baktım uyurgezerlik geçmiyor. Ben de abimle aynı odada kalmaya başladım. Sema geldiğinde o da aynı odada kaldı. Sema benimle yatıyordu abim tek tabi. İki yatak çektik o odaya. Bu uyurgezerlik durumu her gün olmaya başladı. İstisnasız her gün oluyordu. Abimi doktora ben götürdüm bu sefer. Ben de olanları anlatırım diye. Doktor ilacı değiştirdi. Başka bir ilaca başladı. O da birinci ilacın tam tersi olarak abimin tüm enerjisini aldı. Abim bir ruh gibi dolanıyordu evde. Uyurgezerlik ise ara ara devam etti. Abimi çoğu kez duvarın önünde camın önünde veya balkonda yakaladım. Uyku bana da haram olmuştu artık. Bir gözüm açık uyuyordum ya abim kendine bir şey yaparsa diye. Ve bir gün haklı çıktım. Mutfaktan gelen seslere uyandım. Koşarak mutfağa gittim. Abim eline bir bıçak almış bileklerini kesiyordu. Korkudan

 

öyle bir çığlık attım ki. Abim uyandı. Elindeki bıçağı ve kanları görünce olduğu yere yığıldı. Ambulans çağırdık hastaneye götürdük. Abim o yaptıklarının hiçbirini hatırlamıyordu. Yine ilaçlar, tedaviler, terapiler abim kendini toparlama başladı. Tam bitmemişti ama eski haline göre daha iyiydi. Sema da bu sürede çok yardımcı oldu. Abimin istediği yemekleri yaptı onu rahat ettirdi. Ben okula gittiğim zaman abim Sema’yla kalıyordu. Çünkü artık gündüz de korkuyordum bir şey olacak diye. Sema okula gidince de ben kalıyordum. Yani abimin başında nöbet tutuyorduk. Sema’ya olan güvenim ve sevgim o dönemlerde kat kat arttı. Çünkü çok fedakârdı. Çok iyilik yapıyordu bize. Bir dönem geldi abimin uyurgezerliği tamamen bitti. Bizim içimiz rahat ediyordu artık. Onu bırakıp okula gidebiliyorduk. Yaz tatili geldi dersler bitti. Ben memlekete dönecektim ama abim o dönemde derslerine çok konsantre olamamıştı. O yüzden halletmesi gereken dersler vardı. Yaz okuluna kaldı. Ben onu bırakıp gittim. Sema memleketine hiç gitmezdi, akrabalarını, ailesini sevmiyordu çünkü. Hep bir şey uydururdu ailesine. O yaz da gitmeyecekti. Ben o sürede hem abimle

 

hem Sema’yla sürekli telefondan konuştum. Bir gün abimi aradım. Normal sohbet ediyoruz. Arkadan Sema’nın sesi geldi. Saat de gece 12 falan. Sema bizim evde. Normalde ben varken tamam abime yardımcı oldu geldi bekledi de. Bu çok farklı. Ben gece yokum senin ne işin var gece yarısı abimle aynı evde. Abi o kimdi dedim. Önce televizyonun sesi dedi. Sonra Sema’nın sesine benziyordu deyince ha o mu evet Sema geldi. Birkaç parça eşyası varmış. Çok acil alması gerekiyormuş onları alıyor birazdan taksiyle dönecek dedi. İyi bakalım tamam dedim. Ertesi gün Sema instagramda bir fotoğraf paylaşmış. Bizim eve çok yakın ve arada gittiğimiz bir kafede. Sema evine dönse sabah o kafeye neden kahvaltı yapmaya gelsin. Sema’nın evi bizim eve uzak çünkü. Oraya kahvaltıya gitmesi için bizde kalması gerekir. Masada da şeftalili ice tea var, ben iyice şüphelendim çünkü abim hep şeftalili ice tea içer. Merak ettim iyice. Şüphelerim arttı. Acaba kaldı mı acaba beraber mi kahvaltı yaptılar diye. Sema’yı aradım fotoğraftan haberim yokmuş gibi. Sizin evin ordayım burada bir yere uğramıştım onu hallettim kafeye geçtim dedi. Hep de bir bahanesi vardı. Ben mi ayıp ediyorum diye kendime de kızıyordum bazen. Neyse tatil bitti ben eve döndüm. Eve döndüğümde abimi daha kötü buldum. Gözlerinin altı mosmor olmuş. Abi dedim sen ne içiyorsun ne bu halin? Uyuyamıyorum dedi. Niye uyuyamıyorsun ben giderken iyiydin dedim. Kâbus görüyorum artık uyumak istemiyorum gündüz uyuyorum dedi. Tekrar doktora gittik. Tekrar ilaç aldık bu döngü sürdü. Ama abim aynıydı.

Bir gece bağırma sesine uyandım. Fırladım yataktan. Abim yerde yatıyordu. Işığı açtım. Düzlerinin üstüne çökmüş. Kolları geride. Ağzı açık havaya doğru bakıyor. Kaldırmaya çalıştım dokunma çok acıyor dedi. Sırtının acıdığını söyledi. Pijamasını kaldırdım. Sırtına baktım. Dümdüz bir çizgi halinde büyük bir kızarıklık vardı. Ne oldu abi nereye çarptın ya da düştün mü dedim. Abim rüyasında ona korkunç bir mahluğun zincirle vurduğunu görmüş. Uyandığında da o şekildeymiş. Nasıl yataktan çıktığını hatırlamıyor. Sırtındaki iz beni korkuttu. Bunca zaman psikolojik dedik geçtik. Bir yere çarpsa öyle dümdüz iz çıkmaz ki. Ben korkmaya başladım ama abime de bir şey demedim. Bir yere çarptın herhalde falan dedim. Abim sırt üstü yatamadı bir süre. Hep yüz üstü yattı. Abimin bu problemleri devam ederken bir de benzer sorunlar ben de oluştu. Ben daha kötülerini yaşadım hatta. Evde sesler fısıltılar duymaya başladım. Banyoda sanki biri beni izliyor bana dokunuyor gibi hissediyordum. Bir gün banyoya girdim. Şampuanı döktüm gözlerim kapalıydı. Şampuanı kenara koydum. Saçlarımı ovalarken yine o şampuanın açılma sesi geldi kapak sesi. Kapatmıştım ben

 

kendi kendine nasıl açılacak ki. Hemen su tuttum yüzüme. Gözlerimi açtım. Kapak açıktı. Duşumu hızlıca aldım. Bornoza sarıldım. Banyodan çıktığımda karşımda abimi gördüm. Hemen kapının önünde banyoya girecek gibi kapıya yönelmiş. Banyoya mı gireceksin abi benim işim bitti girebilirsin dedim. Hiç tepki vermiyor. Donmuş bakıyor kapıya. Koluna dokundum yavaşça buz gibiydi. Sanki abim değil. Abi diye sessizce fısıldadım. Gözünü bile kırpmıyordu. Gel içeri gidelim dedim. Kolundan tekrar tuttum. O anda içerden abimin bir şey mi dedin diye sesi geldi. İçeri nasıl koştuğumu bilmiyorum. Salona girdim abim salondaydı korkudan salonu kilitledim. Tir tir titriyorum. Abim bana kendime gelmem için tokat attı. Ben çıkıp bakıyım odadan ne gördün diyor ama ben onu da göndermiyorum o kapının açılmasını istemedim. Saatler sonra abim zorla açtı kapıyı. Bir şey yok rahat ol dedi. Nasıl rahat olabilirdim ki. O gördüğüm şey sanki abimin ölmüş haliydi. Çok kötüydü. Abimi her gördüğümde aklıma geliyordu. Bir süre ben de uyuyamadım uykusuzluk çektim. Sonra Sema gelmişti. 1 hafta kalacaktı. İlk iki gün eski günlerdeki gibi film izledik. Uzun zamandır bu sıkıntılarla uğraşmaktan hiçbir şey yapmıyorduk. Abimle Sema alkol aldı ben içmedim o gün. Kötüydüm zaten kendimi iyi hissetmiyordum. Biz Sema’yla odaya geçtik. Odaları tekrar

 

ayırmıştık. Sema sürekli elinde telefon mesajlaşıyordu ve benim göremeyeceğim şekilde tutuyordu. Kiminle konuşuyorsun dediğimde okuldan Ayten’le dedi. Çok uykusuz olduğum için uykuya dalmışım hemen. Gece saat 2 gibi uyandım. Baktım yanımda Sema yok ve yandan konuşma sesleri geliyor kalktım içerden de Sema’nın sesi geldiği için kapıyı çalmadım girdim direk ve onları yakaladım. Birlikte olurken gördüm. Sema’ya bir tokat attım evden ağlaya ağlaya çıktım. Sinir krizi geçiriyordum resmen. Abim bunu bana nasıl yapar Sema nasıl yapar diye kendimi yedim bitirdim. Okuldan bir arkadaş vardı onu aradım kalmaya ona gittim. Dertleştik o gün. Anlattım gördüklerimi. O kadar kötüydüm ki intihar etmeyi bile düşündüm. Sabaha kadar ağlamakla geçti. Arkadaşım da beni hep sakinleştirmeye çalıştı. Sabah Sema’dan bir mesaj geldi. Bunun özrü olmaz ama en azından özür içerikli bir mesaj bekliyordum ama öyle olmadı. Sema hanım en başından beri abimden hoşlanıyormuş. Ona daha yakın olabilmek için benimle çıkmış. Sonra da beni üzmek istememişler. Bana söyleyecekmiş aslında ama ben görmüşüm. Mesaja bakar mısınız? Öldür daha iyi en başından beri abini seviyordum ne demek Allah aşkına. Ama ben Sema’dan soğudum tabi. Adını duyunca midem bulanmaya başladı. Aynı şekilde abime de öyle. Ben o arkadaşta 1 aya yakın kaldım. Sağ olsun evinde misafir etti beni. Ha deyince de ev bulunmuyor kalmak zorunda kaldım mecburen o da hiç lafını etmedi.

İşte, 1 ay sonra abim aradı beni. Açtım yine de ne diyecek diye. Ben çok kötüyüm bize çok kötü şeyler yapıldı. Bize oyun oynandı falan diye zırvalıyor. Beter ol herkes hak ettiğini yaşar dedim telefonu kapattım. Üst üste aramalar mesajlar. Tek istediği benimle yüz yüze konuşmak. Sana anlatacağım çok önemli şeyler var diyor. Cevap vermedim hiçbirine. Kendime bir ev tuttum. İyi bir ev değildi ama arkadaşıma da daha fazla yük olmak istemedim. Neyse okul açıldı abim okula gelmiyordu. Arkadaşları bana soruyordu niye gelmiyor diye. Ben de merak etmeye başladım. Sonuçta kanım canım. Ne olursa olsun içim sızladı. Aradım abimi, neredesin dedim evdeyim dedi. Geliyorum bir yere gitme dedim. Eve gittim. Evin salonunun duvarları tırnak izi. Kavlatılmış, boyalar çizilmiş. Leş gibi olmuş. Abim bir battaniyenin altına girmiş. Titriyor. Ne oldu ne anlatacaksın bana okula neden gelmiyorsun dedim. Bu bana başladı Sema’nın oyunlarını anlatmaya. O kız büyücü diye söze girdi. Ne büyüsü ne diyorsun kendini aklamanın yolunu böyle mi buldun dedim. Sema’nın telefonunda çok fazla medyum numarası olduğunu söyledi. Eee ne var bunda kız kendisi de fal bakıyor medyum arkadaşları olamaz mı dedim. Evde de yakaladım. Ritüel yapıyordu. İkimizin de ismi geçiyordu gece uyanıp gizlice izledim dedi. Bu da aklıma takıldı. Gördüm diyorsa görmüştür abim niye böyle bir konu da yalan söylesin diye düşündüm. Ama dedim abi ne olursa olsun sen benim için bittin. Seni asla affetmem. Ben bir hoca bulacağım beraber gideceğiz. Bakalım anlattıkların doğru mu o kız bir şey yaptı mı? Ben buldum bir hoca dedi. Olmaz, senin bulduğuna inanmam ben bulacağım. Ne malum yine oyun oynamadığın dedim.

Ben hoca araştırdım. Sordum soruşturdum en son bir tanesi ile görüşmeye gittim. Önden tek gittim. Kendime bakım yaptırdım. Evinde yılan beslemişsin dedi bana direk. Sema’yı söyledi çok tehlikeli biri dedi. Ben abimi aradım. Abi ben hocayı buldum sen de gel dedim adresi verdim. Abim gelene kadar hoca bana her şeyi anlattı. Sema itiraf ettiği gibi en başından abimden hoşlanıyormuş ona yakın olmak için bana yaklaşmış. Benden önce abime yaklaşmak istemiş ama abim yüz vermeyince tuzağına ben düşmüşüm. Evden bize getirdiği kekler börekler hepsinde büyü varmış. Beni uzaklaştırmaya abimi de kendisine bağlamaya başlamış. Son zamanlarda ben zaten öyle deli gibi âşık değildim. Sıradan bir arkadaşım gibi geliyordu bana. Sebebi o büyülermiş yani.

Abimin yaşadıkları benim yaşadıklarım da yine büyüyle alakalı. Cinler kendilerini bize hissettirmiş. Peki hocam dedim o kıza niye bir şey olmuyor her şeyi yapan o. Bütün bu pislikler onun başının altından çıktı ama cezasını niye biz çektik? Allah’ın adaletine güven kimsenin yaptığı yanına kalmaz dedi. Abim de geldi az sonra ona da anlattı. Sema o evden büyü yapmak istediği için tamamen ayrılmamış. Kendi evinde büyü yapıp bizim eve getiriyormuş. Ben evden ayrılınca da bizim evde yapmaya başlamış ve abim de görmüş zaten. Abimin uykusu çok ağırdır benim aksime. Bu yüzden daha rahattı galiba. Ama Allah işte. Bir yerde gösterdi bize. Bizim büyüden kurtulmamız hiç kolay olmadı. Abim Sema’ya âşık olmuştu bir kere. Ne kadar kötü şey duyarsa duysun hakkında unutamıyordu. Belki 6 aya yakın sürdü bitmesi. Hem evi hem kendimizi büyülerden arındırdık. O Sema da layığını buldu. Evinden çıkamıyormuş şimdi. Geldiler gelecekler buradalar beni alacaklar diye ağlıyormuş hep. Akıl sağlığı bitmiş yani. Sokağa adım atamıyormuş. Okulu da doğal olarak bıraktı gelmedi sonradan. Beter olsun. Bense abimle Sema’nın yaptığını hala unutamıyorum. Büyü bile olsa sevse âşık olsa birlikte olmak zorunda mıydı? Hiç mi aklı fikri kalmamıştı. Ben seni seviyorum ama kardeşimin sevgilisisin neden diyemedi. Bir yerlerde abimde de suç arıyorum. Onunla aram eskisi gibi değil artık. Hiçbir zaman da olmayacak. Sizce ne yapmalıyım. Abim büyünün etkisiyle yaptı diye hoş mu görmeliyim yoksa düşündüklerim de haklı mıyım? Yorumlarınızı dört gözle bekleyeceğim. Sağlıcakla kalın.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*