
Merhaba abla. Ben size İzmir’den yazıyorum. İsmim Şengül. Bu anlatacaklarımı yazarken tekrar yaşar mıyım diye korkarak yazıyorum.
Ben evlendikten sonra hayatım zehir oldu. Çok severek evlendim. Eşimin ailesi de beni çok severdi. Sürekli arar sorarlardı. Öz ailem gibi davranırlardı. Her şey güzeldi yani. Ama ne olduysa bir süre sonra her şey tersine döndü. Önce bize eskisi gibi sık gelmemeye başladılar. Yılbaşında bizde toplanalım demiştim mesela. Hep
gelirlerdi böyle davet edince ama istemediler. Biz köye gideriz yılbaşında dediler. Ama öğrendim ki köye de gitmemişler. Görümcemde toplanmışlar. Görümcem de nispet yapar gibi bunu sosyal medyada paylaşmış görünce şok oldum. Mutlu aile tablosu yazmış altına da. Bizi niye davet etmediler hiç anlayamadım. Çok kırıldım. Çok üzüldüm. Tabi bunlar arttıkça arttı. Her fırsatta görümceme gitmeye başladılar. Bunu da sosyal medyada paylaştılar. Ben baktıkça üzülüyordum. Hele bir gün eşimi davet etmeye aradı. Dediği cümle aynen şuydu: “Sen evde sıkılırsın şimdi. Şengül ev işleri ile uğraşıyordur sen de bize gel de sıkılma”. Yani açıkça Şengül
gelmesin sen gel diyor. Eşime anlatıyorum. Bir tuhaflık var bunlarda diye. Yok, sana öyle geliyor, onlar seni çok seviyor, diyor. Anlatıyorum inanmıyor bana. O davete gitti eşim. Ben tek kaldım. Sosyal medyaya bir baktım bu sefer eşimle fotoğraf atmış. Evde kayınvalidemler var. Herkes toplanmış yine ben yokum yani. Ben ne yaptım da bunlar bana düşman oldu diye düşünüyorum. Ağladım bile hatta. Çok zoruma gidiyordu bu durum. Zamanla eşimle de sorun yaşamaya başladım. Benim eşim bir dediğimi iki etmezdi. Gözümün içine bakardı. Ama bir anda değişti. İş çıkışlarında eve değil de görümceme gitmeye başladı. Yemeğini orda yiyordu. Böyle bir şey olabilir mi? Ben de yemek hazırlıyorum. Kendi evine gelmiyor yemeği kardeşinde yiyor. Yemekten sonra da oturuyor. Eve geç saatlerde geliyor. Tartışmaya başladık: Burada yemek pişmiyor mu sen niye her gün orda yiyorsun? İnsanlar da bunun eşi yemek yapmıyor mu der, niye böyle yapıyorsun diyorum, ne var bunda sen benim kardeşimle görüşmeme niye karışıyorsun diyor. Onu kardeşinden ayırmaya çalıştığımı düşünüyor. Hâlbuki ben görüşmelerine gitmesine karışmam. Elbette gidecek kardeşi. Ama her gün her gün olmaz ki, bu normal değil. O kadar yemek yapıyorum ben de. Hepsi boşa. Eşim iyice uzaklaştı benden de evden de. Otel gibi uyumak için geliyordu sadece. Bir süre sonra görümceme para vermeye başladı. İhtiyacı var para veriyorum diyordu. Görümcemin çocuğuna hediyeler, neler neler. Bizim bütün maaş oraya gitmeye başladı. Ben bir şey isteyince ne gerek var diyordu. Ama görümceme gelince bütün parasını veriyordu nerdeyse. Nasıl alınmam, nasıl üzülmem. Zaman geçti bu sefer de orda kalmaya başladı. Ben bugün gelmeyeceğim, merak etme beni diye arıyor. Görümcemde kalıyor. Çıldırdım tabi. Benimle niye evlendin o zaman dedim. Tartıştık. Abartmıştı artık. Her şeye sustum sustum en sonunda patladım. O kadar umursamaz konuşuyordu ki.
Bir gün kayınvalidemler bana geldi. Uzun zamandır gelmiyorlardı tabi kambersiz düğün olur mu? Görümcem de gelmişti. Böyle terbiyesizlik görülmemiş. Resmen kusur bulmaya gelmiş eve. Bu bardakları niye aldın bu tencere neden karardı düzgün yıkamıyor musun? Neler neler. Çıldırttı beni. Herkesin için de aşağılamak küçümsemek için yapmadığını bırakmadı. Balık pişirmiştim. Ona bile bahane buldu. Tuzu eksik tam pişmemiş şöyle olmuş, böyle olmuş. Kayınvalidemi de doldurdu. Kayınvalidem eve iğrenerek bakıyor. Evim tertemizdir benim ama nerde kusur gördülerse artık. O bakışları tarif etmek zor. Neyse yemeği yedik. Çay faslına geçecektik. Ben çay koymak için mutfağa gittim. Hemen görümcem de geldi. Yardım edecek güya. Etrafı inceliyor. Bana laf sokuyor durmadan. Sen kilo mu aldın. Tabi evdesin yatıyorsun sürekli kilo alman normal diyor bana. Sen ne konuşuyorsun. Sana ne benim kilomdan dedim. Ben biraz sesimi yükselttim o da yükseltti. Ses içeri gitti tabi. Eşim geldi kayınvalidem geldi. Ne oldu niye kavga ediyorsunuz dediler. Görümcem o anda bambaşka biri oldu. Anne ben bu kadına ne desem yanlış anlıyor. Tencereleri şuraya koyalım dedim. Sana ne benim evimden istediğim yere koyarım dedi. Göz göre göre yalan söylüyordu. Yalan söyleme öyle bir şey demedin. Kilomla dalga geçtin dedim. İftiracı seni diye bağırmaya başladı. Eşim de kayınvalidem de onun tarafını tuttu. Kayınvalidem bana sen yılansın dedi. İş orda koptu zaten hepsi de evden çıktı gitti eşim de dâhil. Sinir krizi geçirdim ağlaya ağlaya ne
bulduysam kırdım dağıttım. Eşim bana mesaj attı. Artık seninle evli kalamam boşanalım diye. Şok üstüne şok yaşıyordum. O gece ağlamaktan içim dışıma çıktı. Bir oyunun içindeydim. Etrafım şeytanlarla doluydu. Saat gece 2 gibiydi, ben ağlıyordum hala. Zil çaldı. Baktım eşim gelmiş. Açtım kapıyı. Açar açmaz sarıldı nasılsın canım dedi. Ne diyorsun sen ne oldu sana boşanıyordun şimdi sarılıyorsun canım diyorsun dedim. Gel içeri geçelim seni çok özledim dedi. Salona geçtik oturdu. Gözleri kıpkırmızı. Senin gözlerine ne oldu böyle dedim. O anda yine zil çaldı Bu saatte kim gelebilir ki dedim. Kapıyı açtım. Açtığım gibi dondum kaldım. Eşimdi gelen. Nasılsın canım seni çok özledim dedi. Sarıldı. Ben donmuştum. Nefes bile alamıyordum. İçeri salona baktım. Salonda kimse yoktu. Eşim geldi oturdu. Seni görmeye geldim dedi. Ama sen, sen az önce burada değil miydin dedim. O anda yine kapı çaldı. Açmaya korkuyordum. Eşim karşımda robot gibi duygusuzca bana bakıyordu. Çok boş bakıyordu. Kalktım tüm vücudum titriyordu. Bacaklarım beni taşımıyordu sanki. Kalktım ama yürüyemedim hemen geri oturdum. Başım da dönmeye başladı. Kapı daha şiddetli çalıyordu. Hem zile basılıyordu hem de kapıya vuruluyordu. Her vurulduğunda kalbim sıkışıyordu. Yerimden kalktım tekrar kapıyı açtım karşımda yine eşim vardı. Niye açmıyorsun kapıyı mı kırdırtacaksın bana diye bağırarak içeri girdi. Salona koştum hemen kimse yoktu salonda. Eşim yatak odasına gitti: Bavulunu çıkardı içine eşyalarını koymaya başladı. Çok sinirliydi. Belli ki,
buradan gittikten sonra kayınvalidem ve görümcem eşimi doldurmuştu. Beni öldürecek gibi bakıyordu. Eşim gibi değildi. Bir de bu yaşadıklarım… Kafam çok karışıktı. Hayal gördüğümü düşündüm. Mantıklı bir açıklaması var mıydı bu yaşananların. Az önce eve gelenler eşim değildi hayal miydi o zaman. Eşim hızlıca eşyalarını aldı. Yüzünü şeytan görsün diyerek evden çıktı. Ben yine tek başıma ağladım. Hem bu yaşananların acısından hem de korkudan. Dua kitabi vardı. Abdest aldım okumaya başladım. Ben okudukça işler daha da kötüye gitti. Pencereye taş atılıyordu küçük küçük taşlar. Cama vuruyorlardı. Sabahı zor ettim. Sabah olunca görümcem aradı. Açtım küfürler hakaretler neler neler. O evden gideceksin o ev benim kardeşimin defol git çöplüğüne diyor. Ben size ne yaptım bu neyin öfkesi diyorum. Telefonu kapattı. O kapattıktan sonra ben eşyalarımı topladım ailemi aradım durumu üstünkörü anlattım. Eşyalarımı topladım otobüsle memlekete doğru yola çıktım. Otobüste de gidene kadar ağladım. Hep düşündüm ben bunlara ne yaptım diye. Memlekete gittiğimde annem halimi gördü. Kızım sana ne oldu dedi. Sarıldım boynuna. Anlattım her şeyi. Babam çok sinirlendi. Öldüreceğim o namussuzu sana nasıl böyle davranır diye çıldırdı. Zor tuttuk. O gece anneme anne seninle yatmak istiyorum eski günlerdeki gibi masum çocukluk zamanlarımdaki gibi dedi. Annemle yattım. O kadar güvenli huzurluydu ki. Uzun zamandır böyle rahat uyumamıştım.
Aradan 1 hafta geçti. Bir gece vakti saçımda bir el hissettim. Anne sen misin dedim gözlerimi açtım ama karşımda eşim vardı. Sakin ol benim dedi. Sen eşim değilsin sen kimsin dedim. Ben Huzey, bundan sonra benim eşimsin dedi. Bağırmaya başladım. Annem babam geldi. Anne ben deliriyorum her yerde eşimi görüyorum dedim. O günde annemle yattım. Annem varken hiçbir şey olmuyordu ama ne zaman yalnız kalsam bunlar geliyordu başıma. Sabah kalktım. Tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Kafamı kaldırdığımda karşımda yine eşimi gördüm. Daha doğrusu Huzey’i gördüm. İrkildim. Ne istiyorsun benden dedim. Sen benim eşimsin dedi kayboldu. Ben de bayılmışım.
2-3 gün sonrada bir rüya gördüm. Rüyamda Huzey ile düğünüm oluyordu. Simsiyah giyinmiş insanlar bana kına yakıyordu. Evimiz vardı çok güzel bir evdi. O eve gittik. Uyandığımda elime gerçekten kına vardı ellerimde. Bağırmaya başladım. Anne koş anne gel diye bağırdım. Annem telaşla geldi. Elimi gösterdim. Rüyamı anlattım. Seni bir hocaya götürelim doktorluk değil bu dedi.
Babam araştırdı bir hoca buldu. Ona götürdüler. Hoca bana baktı. Baktıkça, Allah Allah diye şaşırdı. Bacım sana büyüler yapılmış. Öyle büyüler ki seni insanların gözünde itibarsızlaştırır. Kimsenin gözünde değerin kalmaz. Büyünün biri bu yüzden yapılmış. Öteki de eşinle ayrılman için yapılmış. Kim yapmış hocam dedim. Görümcen dedi. Seni kıskanmış. Eşinin ailesi seni çok seviyor diye kıskanmış. Uzaklaştırmak istemiş. Bu kadın sana çok bilenmiş. Hep sana geliyorlarmış kayınvalidenler. Görümcen kıskanıyormuş. Seni öz evlatları gibi sevdiklerinden kendi kendini kahrediyormuş. Bu büyüyü çözersek eskisi gibi olur her şey. Ama eşini de getirmen lazım dedi. Ben eşimi getiremem hocam mümkün değil. Hem o İzmir’ de. Hayatta gelmez. Kızım bir yolunu bul onu getir dedi. Oradan çıktık eşimi aradım. Büyü yapılmış bize dedim. Daha kötü oldu. Şimdi de hacıyla hocayla mı uğraşıyorsun. Sen mi bana büyü yapacaksın yoksa diye demediğini, bırakmadı. Yalvardım ne olur gel dedim. Ama ikna edemedim. E hoca da gelmezse durum düzelmez dedi. Bana yapılmış olan büyüleri çözdü ama eşime yapılanı bu yüzden çözemedi. Mecbur kaldım İzmir’e
gitmeye. İzmir’de bir hoca aradım. Zor oldu ama buldum. Hoca da evde çok fazla muska olduğunu söyledi. Evin anahtarı vardı ben de. Hocayla eve gittik. Nerde muska varsa tek tek gösterdi. Allah’ım Yarrabbim hiç aklıma gelmeyecek yerlerden çıktı. Perde taktığımız yer var ya, birini oraya sıkıştırmış kâğıt gibi. Normalde ben görsem bile perde çıkmasın diye takmıştım herhalde derim. Küçükçe katlamış oraya sıkıştırmış. Diğeri peteğin içinden çıktı. Öteki yatağın altından. Buldukça bayılacak gibi oluyordum. Bir tane bez bebek gibi bir şey çıktı. Boynuna saç dolanmış. Onu bulduk. Onu da hoca okuyarak açtı. O bez bebeğin içinden muska gibi bir kâğıt çıktı. Gördükçe şok oldum. Tüm büyüleri bu şekilde çıkardık temizledik. Ama eşimi mutlaka hocanın görmesi gerekiyordu. Tekrar aradım. Seninle şu boşanma işlemlerini konuşalım anlaşarak boşanalım dedim. Öyle deyince buluşmayı kabul etti. Yanına gittim. İkna etmeye çalıştım. Bak evden bir sürü muska çıktı dedim. Şaşırdı. Tamam, göreceğim o hocayı bakalım ne diyecek dedi. İkna olmuştu. Hemen hocayı aradım. İşi olmasına rağmen kabul etti. Çünkü ertelesek bu sefer eşim vazgeçebilirdi. Hemen çıktık hocanın yanına gittik. Hoca ona da anlattı durumu. Eşimin de büyünün etkisinden kurtulması için işlemlere başladı. Allah’a şükür kısa sürede eşim etkisinden kurtuldu. Gözü açıldı. Düşündükçe ben bunları nasıl yaptım dedi. Defalarca özür diledi. Eski eşim gelmişti yine. Görümcem olacak o kadınla da görüşmeyi kesti. Kayınvalidem de özür diledi. Ona da anlattık her şeyi. Onun kızı tabi ne hata yaparsa yapsın o görüşmeye devam ediyor. Ama biz hayatımızdan tamamen sildik.
Hikâyemi size özet olarak yazdım daha çok şey var ama dinleyenlerin de canı sıkılmasın ben de hatırlayıp üzülmeyim. Anlatacaklarım bu kadar. Kanalınızı severek takip ediyorum başarılarınızın devamını dilerim.
Bir yanıt bırakın