Kamp Yaparken Yaşadıgım Olay

Paranormal olay
Paranormal olay

Paranormal olay serisi devam ediyor

 

Merhaba hikâye saati, umarım iyisindir. Kanalını çok yakından takip ediyorum. Bir hikâyem var. Yazıp yazmama konusunda kararsızdım çünkü bu işler ha deyince başkasına anlatılmaz. Tekrar musallatı yaşarım diye çok korkuyorum.

Yeni yeni toparladım derken anlatmaya karar verdim. İnşallah olumsuz bir şey yaşayıp da pişman olmam. Cinlerin varlığını hepimiz kabul ediyoruz. Dilimizle söylerken onlar var derken ne kolay geliyor. Bir de yaşayanlara sorun. Onların adını duyunca yüzlerindeki korkuya bakın. O zaman ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Çok uzatmak da istemiyorum. Kimsenin vaktini boşa çalmayalım. İsmime Nazım diyelim. Yaşım 32. Bekârım. Hiç evlenmedim. Bu kadar şeyi yaşadıktan sonra nasıl evlenebilirim ki zaten. Bir dönem yurt dışında yaşadım sonra umduğumu bulamayıp geri döndüm. Kalabalık beni çok bunalttı. Ne olduysa içim vatanımın hatta köyümün özlemiyle yandı tutuştu. Annem ve babam İstanbul’da yaşıyordu. Köyde ise yaşlı bir anneannem

vardı. Demem uzun zaman önce vefat ettiğinden yalnız yaşardı. Onunla kalmak istedim. Bizim köyde kamp yapılacak, piknik yapılacak alan çok fazla. Yurt dışına gidince oraları daha bir başka özledim. Türkiye’ye döndüm. 1 hafta babamgille kaldıktan sonra köye gittim. Daha önce çok gittim köye. Avcumun içi gibi bilirim ama bu sefer bilmediğim noktalarını da keşfetmek istedim. Mesela 1 km ötesinde güzel kamp alanları var ama daha ilerisinde de var. Oralar uzak. Hemen hemen diğer köye daha yakın sayılır. Oralarda kamp yapmamıştım. Bu sefer oralarda kalmaya niyetlendim. İlk 3 gün evden çıkamadım. Yurt dışından geldiğim için ziyarete gelenler oldu.

Etrafımızdaki evlerin hepsi akraba zaten. Ben de çoğuna hediye getirmiştim. Onları dağıttım. Gelenlerden biri annemin kuzeninin kocası tarafından akrabasıymış. Bu akrabalık unvanlarına aklım pek ermediği için tam olarak neyi olduğunu söyleyemeyeceğim. O da köydeymiş. Bize geldi diğerleri ile. Genç alımlı güzel bir kızdı. Ben etkilendim. Aslında öyle her gördüğümden hoşlanan ayran gönüllü biri değilim. Mesela yurt dışında o kadar zaman kaldım. Hiç öyle ilgimi, çeken biri olmamıştı. Kız çoktu tabi ama bu konularda çok seçiciyim. En son sevgilim lise zamanında olmuştu. Ondan sonra hiç kimseden hoşlanmamıştım. Bu kızın da nesinden hoşlandım bilmiyorum. Gözlerimi gözlerimden alamadım. Kız da nasıl hamarat. İki dakika durmadı yerinde. O gün onlar gittikten sonra ben anneannemin ağzını aradım. Kız kimdir necidir ne zamandır burada daha ne kadar kalacak. Bunları öğrendim. Adı Betül.

 

İki 3 gün sonra da bir deneme kampına çıktım. Çadırım sandalyem arabam her şeyim vardı. Bu dediğim yere doğru yola çıktım. Tam doğa ortamı. Etrafta ev yok iki dağın arasına düşüyor. Bir de arkadaşım olsa yanımda iyi olurdu ama zamansız gitmiştim. Herkes çalışıyordu. Bayram değildi yıllık izin alınacak zaman değildi. O yüzden arkadaşlarım yoktu orda. Ben de tek gitmiştim. Çadırımı kurdum. Etimi pişirdim. Karışan yok görüşen yok. Tek sıkıntı akşam olunca yaşayacağım o karanlıktı. Işıklara alışkın olduğumuzdan bu zor gelebilir dedim. Ama akşam olup yıldızlara seyrederek uzandığım zaman onun da sandığım kadar zor olmadığını anladım. Birkaç gün durup geri köye gidecektim. Bu benim deneme kampımdı. Eğer hoşuma giderse tekrar gelip bu sefer daha uzun kalacaktım. 1 hafta kadar. İlk gün sorunsuz geçti. Çok mutluydum. Aradığım hasretini çektiğim hayat buydu. Lakin 2. gün öyle olmadı.

2. gün akşamüstü civarıydı. Bir şeyler yemek için önce ateş yaktım. Yemeğimi hazırladım. Yerken üşümüştüm. İlk günkünden daha soğuk bir hava vardı. Yemeğimi yedim ateşi de söndürmeden çadıra girdim. Birazdan ısınmaya çıkarım yine diye. Uyumuşum çadırda. Gözümü çan sesleri ile açtım. Koyunların ineklerin boynuna takarlar ya kaybolmasın diye. O ses. Çıktım dışarı sese bakmaya. Kuzey yönünden koyun sürüsü geliyor. Arkada ise bir kangal köpeği bir de çoban. Çattık dedim. Şimdi etrafı pisletecekler ya da çoban bir saat soracak kimsin ne yapıyorsun burada diye. Neyse beklemeye başladım. Ben izliyorum koyunları. Koyunlar ikiye ayrıldı benim çadırımı ortaladılar. Bir kısmı çadırın sağından bir kısmı da solundan gidiyor. Çoban yaklaştı yanıma. Hayırdır delikanlı ne ararsın burada dedi. Hayır dayı, kamp yapmaya geldim. İnsanlardan uzak biraz kafa dinliyorum dedim. Birinden uzaklaşmışsın birine yaklaşmışsın dedi. Anlamadım neye yaklaşmışım

Paranormal olay

dedim. Yani köyün birinden uzaklaşmışsın birine yaklaşmışsın. Ben buralıyım. Bu köyün çobanıyım. Bütün koyunlar bana emanettir dedi. Doğrudur dayı. Valla ben bilmiyordum buradan geçtiğini. Hiç de tahmin edemedim. Hem buranın otu az hem de yolu pek düz değil. Bu yoldan nereye gidiyorsun ki dedim. Baş şu tepeyi görüyor musun dedi. Eliyle uzaklardan bir tepe gösterdi. İşte o tepeye gidiyorum dedi. Bu saatte mi, karanlıkta koyun otlatıldığını ilk sen de gördüm dedim. Ben hep bu saatte çıkarırım dedi. Önce dalga geçtiğini sandım. Buradaki insanların şaka anlayışı biraz değişik çünkü. Bana şaka yapıyor galiba dedim ama ciddiydi. Dün görmemiştim. Bugün şimdi gelmiş bana her akşam koyunları alıp o tepeye gittiğini söylüyordu. Deli desem deliye güvenilir de bu kadar koyun emanet edilir mi? O zaman geriye tek bir seçenek kalıyor köylü deli. Aklımdan geçenler bunlar. Adam ateşi söndür dedi bana. Niye dedim. Üşüyorum. Hem de aydınlatıyor. Koyunlar ürküyor.

Burada ateş yakma dedi. Baktım olacak gibi değil tamam dayı söndürürüm şimdi dedim. Ama söndürmeye niyetim yoktu. Delinin birine çatmıştım. Adam koyunlarıyla gözden kayboldu. O tepenin oraya kadar gittiklerini gördüm ama. Onlar gidince ateşin başına oturdum. Geç saatlere kadar uyumadım. Sabah da toplandım köye döndüm. İlk kısım güzel bitmişti. İkinci kez gitmek istiyordum. Köye gittiğimde Betül bizdeydi. Anneanneme yardım etmek için gelmiş. Anneannem dua ediyordu Betül için. Selam verdim girdim. Kızla da sohbet etme fırsatı bulmuş oldum. Kafa dengi bir kızdı. Kampı da çok sevdiğini söyledi. Onunla beraber gitmeyi ne çok isterdim ama burası yurt dışı değildi. Misafirliğe gelmiş kız. Hemen adı çıkardı. Betül’le kısa da olsa hoş bir sohbetimiz oldu.

Paranormal olay

İki gün sonra yine aynı yere kampa gittim. Ateşi yaktım ve ayaklarımı uzattım. Rüzgâr da serin serin esiyordu. Hava yeni kararmıştı. Yine çan sesleri duymaya başladım. Bizim çoban geliyor yine dedim ayağa kalktım. Yaklaştı yanıma geldi. Sana ateşi öndür demedim mi bak koyunlar hep ürktü dedi. Ya dayı başıma bela mısın Allah aşkına biraz ilerden dolandır sen de koyunları, senin bu saatte koyun otlatman normalde benim ateş yakmam mı sorun dedim. Ters ters bakarak gitti. Ben başka yer bulsam iyi olacak her gün bu adamla yüz göz olmaktan iyidir diye düşündüm. Çoban gitti ben ateşin başında otururken biri ismimle seslendi. Bir baktım Betül geliyor. Senin ne işin var burada Betül nasıl buldun ben dedim. Dediğim gibi kayboldu. Uykusuzluktan mı yorgunluktan mı hayal görüyorum kesin dedim. Elimi yüzümü yıkadım. Betül’ü gördüğüm tarafa doğru yürüdüm. Baktım bir ateş yanıyor. Ateşin etrafında da 4-5 tane cüce görünümlü varlık hızlı hızlı dönüyor. Olduğum yerde kaldım. Beni görmediler. Ya da görüyorlardı da bakmıyorlardı. Hemen çadıra girdim. Dua okudum. Korkudan çadırdan dışarı çıkamıyorum. O zaman o çobandan da şüphelenmeye başladım. Normal bir insan niye o saatte koyun otlatsın? Eyvah dedim ben ne yaptım. Hemen buradan gideyim. Ateşi söndür dedikleri için ateşe su döktüm. Arabama bindim köye gittim.

Paranormal olay

Anneanneme anlattım. Böyle böyle şeyler oldu dedim. Öteki köyün öyle bir çobanı yok dedi. Hatta o köyün çobanı yok dedi. Birkaç ineği olan varmış. Onlar da kendisi götürüp getiriyormuş. Öyle sürüyle koyun yok dedi. Sana uğramışlar ateş yaktın diye dedi. Bir daha gitmem zaten dedim. O gece çok kötü kâbuslar gördüm. Karmakarışık. Beni ateşe atıyorlar etrafımda da o cüceler ayin yapar gibi dönüyor ben de yardım edin diye bağırıyorum. Sabaha kadar bunu gördüm. Anneanneme yine anlattım. Anneannem de hoca olsaydı giderdik. Bir hoca vardı öldü. Başka da bilmem dedi. Beni bir korku saldı. Ya musallat olurlarsa diye. Sağ sola söyledim hoca lazım dedim. Kimsenin bildiği hoca yokmuş. Kâbuslarım devam etti. Ateşin içine atıldığımı gördüm hep. Bu böyle olmaz ben şehre gidiyorum annem babam bulur belki dedim. Gideceğim gün de Betül geldi yanıma. Numarasını yazdı verdi seni merak ederim haber ver bana dedi. Çok sevinmem gereken bir gelişmeydi ama o an aşk meşk düşünecek halde değildim.

Paranormal olay

Hemen yola çıktım. Şehirle köy arası 4 saate yakın sürüyordu. 4 saat sonra evdeydim. Annem çok inanır böyle şeylere. O çok panikledi o yüzden. Komşunun tanıdığı bir hoca varmış. Onun numarasını aldık. Aradım sorunumu söyledim. Hiç vakit kaybetme gel dedi. Babamla beraber gittik hocanın yanına. 50 yaşlarında bir adam. Bir bakım yaptı bana. Öyle ıssız yerlerde ateş yakmamak gerekiyormuş ben nerden bilebilirdim ki? Bir de seni uyarmışlar dedi. Ben o çobanın cin olduğunu sonradan anlamıştım. Başta insan sanmıştım. Anlasam orda bir dakika durmazdım. Bir de zıtlaştım söndürmem diye. Bana musallat olmuşlar bunun için. Sen yine zamanında gelmişsin kâbustur geçer deseydin işin zordu dedi. Allaha şükür bir o yaptığım doğruymuş. Yoksa seni aralarına alırlardı dedi. Kurtarmak için bana muska yazdı ama muskanın da etkisi olmayabilir eğer 1 hafta sonra hala devam ederse tekrar gel dedi. Ben muskayı aldım gittim. Maalesef bitmedi bunlar. Ne kâbus bitti ne fısıltı ne gölge. Banyoya giriyorum. Kulağımın dibinde arı vızıldar gibi sesler duyuyorum. Gözümü açıyorum bakıyorum hiçbir şey yok. Uyumak için yatıyorum evin içinde sanki 10 kişi varmış da konuşuyormuş gibi gürültü sesleri duyuyorum. Sanki birileri oturuyor ve beni izliyor sürekli.

 

Paranormal olay

8. gün yine hocanın yanına gittim. Ben iyileşemedim. Daha kötü oldu her şey dedim. Hatta korkuyla adama biraz kızar gibi konuştum. Yazdığın muska yüzünden daha kötü oldum gibi. Para da almamıştı hâlbuki adamın benden çıkarı ne olacak niye daha kötü musallat ettirsin ama ben o korkuyla umutsuzlukla kötü konuştum adama. Ben sana demiştim geçmeyebilir diye. İlk kez yapmıyorum muskayı. Ben seni kurtarırım Allah’ın izniyle sonra bunları konuştuğuna pişman olursun dedi. Sen beni kurtar da ben pişman olurum önemli değil özür dilerim o zaman dedim. 3 gün benim evimde kalacaksın o zaman dedi. Tamam dedim. Adam beni 3 gün misafir etti. Her akşam okumalar yaptı. Onun evinde kaldığım sürece kâbus falan görmedim. Yalnız ruh gibiydim. Bana öyle şeyler okuyordu ki parmağımı kıpırdatacak halim kalmıyordu. Son gün yani 3. gün şunu dedi. Onları uyaracağım, eğer gitmezlerse yakacağım. Ben ne derse tamam diyordum zaten. Bir an önce

 

kurtulmak istiyordum. Cinleri çağırdı akşam onlarla konuştuğunu söyledi. Senin bir adağın varmış önce o adağını yerine getir yoksa onları yakamam dedi. Ne alakası var ben de anlayamadım. Adak adadığımı da hatırlamıyordum hiç. Anneme arayıp sordum. Hatırlıyor musun anne hiç. Benim adağım var dedim. Hatırlıyorum dedi. Ben hatırlayamıyordum. İşle ilgili bir adak dilemiştim zamanında. Aklımdan tamamen çıkmış ama. Babam ertesi gün kurbanı aldı kestirdi. Biz de akşamına yine aynı ritüelleri yaptık. Hoca musallat olan cinlerle konuştu. Yakmasına gerek kalmadan cinler beni bıraktı. Tüm işlemlerin sonunda bak bu musallat bitmeseydi Betül’le de evlenemezdin dedi güldü. Betül’le evlenmek istediğimi bile görmüştü adam. Tabi ben ellerine kapandım özür diledim. Yüce gönüllü bir insandı uzatmadı. Hiçbir şeyden para da almadı. Bu şekilde kurtuldum ben. Bir daha ne kamp ne de ateş… Issız yerlere asla tek başıma gitmedim. Şimdi iyiyim. Köyde de benim durumum duyulunca o civara uğrayan olmadı. Orda yıllardır cinler yaşıyormuş. O bölgeyi sahiplenmişler. Ben de yer kalmamış gibi gitmişim o bölgeye kamp kurmuşum. Adamların evine çadır kurmuşum. Betül’le sevgiliyiz şimdi. İlerde ne olur bilmiyorum. Evlilik düşünüyoruz ikimiz de. İnşallah bunları anlattım diye yeniden musallat yaşamam. Kanalınız çok güzel. Hep dinliyorum. Başarılar…

 

başnızdan geçen Paranormal olay varsa bizlere mail üzerinden yazabilirsiniz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*