1990’ların sonunda, Ankara’nın eski bir mahallesinde bulunan tarihi bir köşk

 

genç bir çift olan Emre ve Selin’in yeni evi olmuştu. Köşk, yıllardır boş duruyordu ve oldukça uygun bir fiyata satılıktı. Emre ve Selin, bu büyük ve görkemli yapıyı görür görmez vurulmuşlardı. Ancak, taşındıktan kısa bir süre sonra, köşkün sakin olmadığını fark etmeye başladılar.

İlk başta küçük şeylerle başladı. Geceleri, tavan arasından gelen ayak sesleri, kapıların kendi kendine açılıp kapanması, mutfakta duran tabakların yerinden oynaması gibi olaylar yaşanıyordu. Selin, bu sesleri duydukça tedirgin oluyor, ancak Emre, bunların eski bir evin doğal sesleri olduğunu düşünerek pek önemsemiyordu.

Bir gece, Selin uyandığında yatak odasının kapısının açık olduğunu fark etti. Kapıyı kapattığından emindi, ancak sabaha karşı tekrar açılmıştı. Aynı gece, Emre de garip bir rüya gördü. Rüyasında, köşkün bahçesinde yaşlı bir adamın durduğunu ve ona doğru baktığını görmüştü. Adamın yüzü belirsizdi, ancak hissettirdiği huzursuzluk Emre’yi uyandırmıştı.

Ertesi gün, Selin ve Emre, köşkün tarihini araştırmaya karar verdiler. Mahalledeki yaşlı bir komşu, köşkün bir zamanlar zengin bir aileye ait olduğunu, ancak ailenin bir trajedi yaşadığını anlattı. Ailenin küçük oğlu, köşkün bahçesindeki eski kuyuda boğularak hayatını kaybetmişti. O günden sonra, köşkte garip olayların yaşandığı söylentileri yayılmıştı.

Bu hikayeyi duyan Selin ve Emre, evde yaşadıkları olayların bu trajediyle bağlantılı olabileceğini düşündüler. Ancak, olaylar giderek daha da tuhaf bir hal almaya başladı. Bir gece, Selin mutfakta otururken, buzdolabının kapağının kendi kendine açıldığını gördü. İçeriden bir çocuk sesi duyuluyordu: “Beni bulun.” Selin, donup kalmıştı. Ses, birkaç kez daha tekrarlandı, ancak Selin yerinden kıpırdayamadı.

Emre, bu olaydan sonra köşkü terk etmeyi önerse de Selin, bu durumu çözmek istiyordu. Bir medyumla görüştüler ve medyum, köşkte bir çocuğun ruhunun sıkışıp kaldığını söyledi. Medyum, köşkte bir ayin yaparak ruhu serbest bırakmayı önerdi.

Ayin günü, köşkün bahçesinde toplandılar. Medyum, eski kuyunun yanında dualar okudu ve tütsüler yaktı. Ayin sırasında, köşkün içinden gelen ayak sesleri ve çocuk sesleri daha da yoğunlaştı. Ancak, ayin sona erdiğinde, her şey birden duruldu. Köşk, eski sessizliğine kavuşmuştu.

O günden sonra, Emre ve Selin köşkte hiçbir garip olay yaşamadı. Ancak, bahçedeki eski kuyu hala oradaydı ve onlara o gece yaşadıklarını hatırlatıyordu. Köşk, artık huzurlu bir yuvaya dönüşmüştü, ancak geçmişin izleri hiçbir zaman tamamen silinmedi.

 

başınızdan geçen paranormal olayları bizlere anlatmak için mail adresimizden bize ulaşabilirsiniz