
Merhaba Pınar hanım. Ben Yasemin. Şu an 29 yaşındayım. Olayın yaşandığı zaman ise 22 yaşındaydım.
Benim annem temizliklere giderdi. Ben de o zamanlar üniversitede okuyordum. Boş zamanlarımda yani okulun olmadığı zamanlar anneme yardım için giderdim. Çok zengin kişilerin evlerine giderdik. Çocuklarının eski kıyafetlerini veya kullanmadıkları eşyaları bize verirlerdi. O kıyafetleri giyer okula öyle giderdim. Diğerleri bu yüzden beni zengin zannederdi. Yanlış anlamayın eski kıyafet dediysem bir iki kez giyilmiş sadece. Bir gün bir eve gittik. Evde hizmetçi de vardı. Biz de hafta sonu cumartesi ve pazar o eve gidecektik. Bizim eve yürüme mesafesi ile 1 saat. Yakın sayılır. Ev çok büyüktü. Bu yüzden anneme yardım için gittim. Ev sahibi kadını görünce çok korktum. Hele eve girince nefesim kesildi sanki. Kadın gelip yapılacak şeyleri söyledi. Simsiyah giyinmiş kadın
sanki cenaze eviymiş gibi bir izlenim vardı ben de. Kapalı değildi ama simsiyah bir elbisesi vardı. Gözlerine sürme çekmişti. 50 yaşlarındaydı. Yüzü nursuzdu. Çirkindi. Kötü bir enerji aldım. Neyse biz temizliğe başladık. Anneme ben üst kata çıkarım sen de bu katta kal dedim. Üst kata çıktım. Hizmetçi de benimle çıktı. Upuzun bir koridor vardı. Bir sürü kapı vardı. Aşırı büyük bir evdi. En sondaki kapıdan başlamak istedim. Kapının önüne geldim. Tam açacakken hizmetçi dur dedi. Açma o kapıyı. Diğer odaları temizle. Oraya sakın girme dedi. Tamam dedim. Diğer odaya girdim ama aklım o odada kaldı. Ne vardı ki o odada bu kadar önemli olan? Hizmetçi aşağı inince ben hemen diğer odanın kapısını açtım. Gördüklerim neden bu kadar daraldığımı açıklıyordu sanki. Uzunca bir masa vardı. Masanın üzerinde şeffaf dosyalar. Tek tek yan yana dizilmiş. Dosyaların içinde de muskaya benzer şeyler vardı. Onun dışında da üzerinde vesikalık fotoğraf yapıştırılmış kâğıtlar vardı. Masanın diğer ucunda çeşitli renklerde mumlar. Perdeler siyah, kapalı. Bir dolap vardı hizmetçi gelmeden orayı açmak istedim. Dolabın önüne geldim ve açtım. İçinde bezden bebekler. Yine
şeffaf dosyalar içinde saç kılları üstünde de karışmasın diye yazılmış isimler. Kenarda bir poşet vardı. Hemen onu açtım. Açtığım gibi kusmak için lavabo aradım. Odaları tek tek açtım en sonunda lavaboyu buldum ve kusmaya başladım. Poşetin içinde hayvan gözü vardı. Bir sürü göz vardı hem de. Bir poşet dolusu bana bakan göz. Annemin yanına gittim. Kulağına fısıldayarak söyledim. Annem çok şaşırdı. Gel istersen kendi gözünle gör dedim. Benimle yukarı çıktı. Ben girmedim giremedim. Annemi koridorda bekledim. O da içerden kötü olmuş bir şekilde çıktı. Belli etmeden devam etmek zorundaydık. Annem tekrar aşağı indi. Ben de kaldığım odadan temizliğe devam ettim. Hizmetçi bir ara yukarı çıktı. Ağzını aramak istedim. Abla sen nerelisin falan diye konuşurken Sivaslı olduğunu öğrendim. Biz de Sivaslıydık. Çok sevindi kadın. Sohbet ettik biraz. Sohbet arasında sordum. Abla yanlış anlamada bu odada ne var dedim. Boş ver o odayı dedi. Madem bu kadar gizli şeyler var neden odayı kilitlemiyorsunuz dedim. Aslında bunu sorarak o odaya girdiğim söylemiş oldum. Sen odanın kilitli olmadığını nerden biliyorsun dedi. İtiraf etmek zorunda kaldım. Abla
kusura bakma kenardan baktım merak ettim dedim. Bu kadın ne iş yapıyor abla dedim. Medyum dedi. Vay be dedim medyumun yaşadığı eve bak. Saray gibi. Biz de alın terimizle çalışıp kazanıyoruz gecekonduda oturuyoruz. Neyse hizmetçi kadın bana bir şeyler anlattı. Bu medyum kadının adı Hümeyra. Belki de takma adıdır bilmiyorum. Abla dedim bu evde oturacak kadar para mı kazanıyor bu kişi dedim. Sen eve gelenleri görsen aklın şaşar. Hafta sonu müşteri kabul etmiyor. Sadece hafta içi gelirler. Ben görüyorum gelenleri her gün buradayım. Ne istiyorlar abla gelenler sen hiç duydun mu dedim. Duymaz olur muyum. Büyü yaptırmak için geliyorlar. Erkekler sevdikleri kadını âşık etmek için, kadınlar da erkekleri âşık etmek için büyü istiyorlar. Bazıları da ölüm büyüsü istiyor. Ve Hümeyra hanım bunları yapıyor. İnsanlar teşekküre geliyor. İşlem için verdikleri paranın kat kat fazlası. Ben buraya ölüm büyüsü için bir çanta dolusu para getiren gördüm. Hümeyra hanımdan herkes korkar. Onu tanıyan bilen herkes çekinir. Çünkü düşmanlarına dünyayı dar ediyor. Siz de dikkatli olun onu kızdıracak bir şey yapmayın dedi. Abla sen korkmuyor musun ya sana da bir şey yaparsa dedim. Korkuyorum ama diğer yerler de az para veriyorlar. Çok borcum var. Onları ödemek için çalışıyorum dedi.
Neyse yine biz işimize döndük. İşin büyük kısmı bitti. Ertesi gün yine gelecektik. Hizmetçi diğer işlere zor yetişiyordu. Bu yüzden genel temizlik için biz gitmiştik. Eve gittik. Her yerim ağrıyordu. Annem o haliyle kalktı yemek hazırlamaya başladı. Yardım etmek istiyordum ama çok yorgundum. Belim de inanılmaz bir şekilde ağrıyordu. O kadar ağrıdı ki bir ara annemi çağırdım. Kas gevşetici vardı anne onu bana sür ne olur belim çok kötü dedim. Annem kremi sürdü. Biraz sonra rahatladım. Ben de kalktım anneme yardım ettim. Sofrayı serdim. Babam da az sonra geldi. Babama da anlattım. Baba gittiğimiz ev bir medyumunmuş düşünebiliyor musun büyücünün evini temizledik ve ev saray gibiydi. Temizle temizle bitmiyor dedim. Babam bir garip oldu. Önce sustu sonra gözlerini kaçırarak kimmiş bu büyücü dedi. Adı Hümeyra’ymış dedim. Babam iyice kötü oldu. Hali garipti. İki lokma yiyemeden kalktı. İşim var deyip çıktı. Gece de çok geç geldi. Neydi sebebi? Babamın Hümeyra ile ne işi olurdu. Annem de düşüncelere dalmıştı. Biz sabah olunca yine temizliğe gittik. Temizliği yaptık. Sonra kadın bazı kullanmadığı eşyaları bize vermek istedi. Örneğin
ekmek kızartma makinası falan vardı. Bunları verdi. Biz annemle kucakladık götürecektik. Durun durun daha verilecek şeyler var dedi. Durduk beklemeye başladık. Bir sürü poşet kutu geldi. Bunlar sizin dedi Hümeyra hanım. Bunları annemle kucaklayıp götürmek imkânsızdı. Annem de en iyisi babanı arayalım da arabayla gelsin şunları götürelim dedi. Babamı aradı durumu anlattı. Babam da işten çıkamam şimdi dedi ve gelmek istemedi. Annem ikna etmeye çalışıyordu çünkü bunları biz götüremezdik. Yürüyerek git gel yapamazdık. Babamı ikna edemeyince Hümeyra hanım ben size araç hazırlarım, sizi istediğiniz yere bırakır dedi. Annem tam teşekkür edecekti telefon çaldı. Arayan babamdı. Tamam ben geleceğim, siz dışarı çıkın dedi. Biz dışarı çıktık babamı bekledik. Babam geldiğinde hani eşyalar dedi. İçerde baba dedim. Niye çıkarmadınız ben size dışarı boş boş mu çıkın dedim diye kızdı. Annem kırıldı tabi. O kadar yorulduk ki zaten dermanımız kalmamıştı. Babamı içeri bin bir güçlükle soktuk. Eşyaların başına geldik. O sırada Hümeyra hanım babama bakarak Nazım bey hoş geldiniz dedi. Annemi göstererek sizin eşiniz miydi dedi. Babam da evet dedi. Ama bir evet bu kadar zor söylenir yani. Kekeledi resmen. Biz eşyaları aldık eve geldik. Hemen yemek yapmaya başladık. Annem durgundu dalgındı. Acaba babam Hümeyra hanımı nerden tanıyordu? Babam neden bu kadar çekinmişti? Sorular sorular. Sonra babama sordu annem sen nerden tanıyorsun bu kadını diye. Babam kızardı bozardı ilk kez böyle gördüm onu. Sonra da yalanlar başladı. Benim bir arkadaş gitmişti. Arabası yoktu beni çağırmıştı. Ben de yanında girmiştim. Oradan tanıdı herhalde dedi. Yalan söylüyordu babam. Ertesi gün annemle beraber Hümeyra hanımın evine
gittik. Ve hizmetçiye görüşmek istediğimizi söyledik. Kadın geldi, ne vardı dedi? Annem konuştu. Lütfen yanlış anlamayın dün geldiğimizde eşimi tandınız. Acaba nerden tanıyorsunuz dedi. Hümeyra hanım da çok mu bilmek istiyorsun dedi. Evet, bilmek istiyorum tabii ki onun için geldim dedi annem. Senin kocan bundan 6 ay önce bana aşk büyüsü yaptırmak için geldi dedi. Annem bir anda yere yığıldı. Tuttuk kaldırdık ama sızlanıp duruyordu. Hümeyra hanım da üzülür gibi oldu. Bak kardeşim kocan bu büyüyü yaptırdı ve bana yüklü miktarda para verdi. İstersen ben sana bu parayı geri veririm dedi. Annem hala şaşkın. Ben konuştum babam size ne kadar para verdi dedim. 20 bin lira dedi. Benim babamın 20 bin lirası yok ki. Bizim o kadar toplu paramız yok dedim. Demek ki babamın bizden sakladığı şeyler varmış. Annem ağlayarak konuştu. Kime yaptırmış kimi sevmiş dedi. Büyü yaptırmak için fotoğraf da istendiğinden Hümeyra hanım kadının fotoğrafı var dedi. Hizmetçi yukarı çıktı bulmak için. Az sonra geldi. Dedim ya size şeffaf dosyalar vardı diye. İşte başka bir dolapta da eskiden yapılan işlemlerin malzemeleri duruyormuş. Onlardan biri de
babammış. Kadına baktı annem daha da kötü oldu. Çünkü o kadın, büyü yaptırmak istediği kadın benim öz ve öz teyzemdi. Babam teyzeme yani baldızına âşık olmuş. Annemin hali gözümün önünden gitmiyor. Kendini yerden yere atıyordu. Ben sadece ağlıyordum. Şoktaydım. Şu an gerçekten Hümeyra hanımın evinde miyiz gerçekten bunlar yaşandı mı diye düşünüyordum. Annemi sakinleştirmeye çalıştılar. O an aklıma bir şey geldi. Peki, 6 ay önce yapılan bu büyü tuttu mu? Teyzem babama âşık mı? Bizden gizli görüştüler mi görüştülerse ne yaşadılar? Hümeyra hanım annemle konuşuyordu. Tamam bozarım ben büyüyü sen merak etme. Sana bağlarım sen bir sakinleş diyordu. Annem büyü mü yaptıracaktı? Hem böyle iğrenç bir adama ben bundan sonra baba bile diyemezdim. Büyüyle bize bağlansa ne olur geçmiş silinecek mi sanki? 2-3 saat orda oturduk. Kadın gelen kimseyi kabul etmedi sadece bizimle ilgilendi. Annem sakinleşti. Yere sabit bakıyordu. Düşünüyordu sadece. Hümeyra hanıma döndü. Büyüyü boz ama bana bağlama dedi. Kardeşim bu pislikten kurtulsun sen bu büyüyü boz Hümeyra hanım dedi. Şimdi başkası olsa belki Hümeyra hanımla kavga ederdi, sen milletin kocasını niye başkasına bağlıyorsun diye. Ama biz öyle yapmadık. Saygımızı koruduk. Bunun da sebepleri var. Birincisi bu durumda en çok suçlu olan babam. Hümeyra hanım dışardan uzaktan biri. Yaptığı yanlış o konuya bir şey diyemem. Ama asıl sorumlu kızılması gereken babam. İkincisi kadın Hümeyra hanım yani nasıl düşman olalım onunla. Bize de bir şey yapar falan Allah muhafaza. Ben korkuyordum kadından açıkçası ta ilk gördüğümde korktum hissettim yani. Böyle bir kadının kapısına dayanıp nasıl sorguya çekeceğiz.
Neyse, annem babamı görse bir kaşık suda boğacak nerdeyse. Ama Allah’ın işine bakın ya biz bir yere temizliğe gidiyoruz kadın bize fazla fazla eşya veriyor taşıyamadığımız için babamdan istiyoruz ve o anda Hümeyra hanım babamı tanıyor. Sanki Allah bir şekilde bize bunu bildirdi. Babamın yüzünü bize gösterdi. Hümeyra hanım büyüyü bozacağına söz verdi. Ne yaptı hangi işlemi uyguladı hiç bilmiyorum. Babamı da evden postaladık. Kavga gürültü kıyamet oraları hiç anlatmasam daha iyi olur. 1 ay sonra bir telefon geldi. Arayan teyzemdi. Ağlıyordu. Hüngür hüngür ağlıyordu. Annem korktu bir şey mi oldu diye. Ne oldu diyor sadece ağlıyor. Sonra telefon kapandı. 2 dakika sonra yine çaldı. Arayan teyzemdi. Size gelmem lazım çok kötüyüm dedi. Annem de gel buyur dedi. Teyzem geldiğinde gerçekten kötüydü hali. Bir deri bir kemik kalmış. Doğru düzgün yemek yemediğini uyuyamadığını söyledi. Sonra teyzem babamla yakınlaştıklarını itiraf etti. Annemin dizinin dibine kapanıp ben bir halt ettim abla beni affet sen büyüğümsün diye ağladı. Annem ağlıyor teyzem ağlıyor o kadar zor bir durum ki. Teyzeme nasıl kızalım büyünün etkisindeyken olmuş her şey şimdi de belli ki etkisi azalmış veya bitmiş tamamen. Aklı başına gelince de özür dilemeye gelmiş. Ne diyebilirdik ki. Ağlamaktan başka yapacak bir şey bulamadık. Annem teyzemi affetti. Zaten onun bir suçu yoktu. Teyzem bekâr bu arada. Evli değildi. Bir de evli olsa asıl kıyameti o zaman görürdük. Kocası öğrense falan. Neler olurdu.
Neyse çok şükür yoktu bu mevzuyu böyle atlattık. Sonra da teyzeme babamın yaptıklarını bir bir söyledik. Teyzem inanamıyordu duyduklarına. O yüzden mi sürekli aklıma geliyordu dedi. Sürekli babamı düşünüyormuş. Gözümü kapatıyordum onu onun hayalini görüyordum dedi. Teyzem çok sinirlendi. Kalktı yerinden o Hümeyra kimmiş beni götürün dedi. Yok dedik dur. Ben intikam almak için gideceğim dedi. Babama cinleri musallat ettirecekmiş. Görsün o zaman anyayı konyayı dedi. Valla babamdan öyle nefret ediyordum ki bunları yaşamasını istedim.
Bir yanıt bırakın