
Merhabalar hikâye saati. Size hayatımdaki en büyük pişmanlığımdan söz etmek istiyorum. Üniversite zamanlarımda oldu bu olay. Çok sosyal biri olduğumdan çevrem çok genişti. Yalnız bir grupla tanıştım ki ondan sonra hayatım değişti. Kanalınızda buna benzer olayları dinledim. Ben de o yüzden yazıyorum. Umarım birilerine ders olur.
Üniversitedeyken yurtta kalıyordum. Çok serbesttim ailemle olmadığım için. Okul çıkışı sabahlara kadar eğlendiğimiz oluyordu. Yine öyle bir zamandı. Ben kendi arkadaşlarımla buluştum. Onların da yanında başkaları vardı ilk kez görmüştüm bu kişileri. Neyse tanıştık biraz sohbet ettik. Sonra hep beraber eğlenmeye gittik. Kafa dengi insanlardı. Eğleniyorduk. Tarzları garipti ama. Bana pek uygun değildi. Böyle nasıl desem hepsi siyah giyinmiş tam metalci tipi vardı. Eğlenceden sonra numaralarımızı verdik birbirimize. 1 hafta falan sonra bana mesaj attı içlerinden biri. Müsaitsen bizimle gel eğlenmeye gidiyoruz diye. Olur dedim. Çıktım yurttan. Buluştum onlarla. Alkollü bir mekâna gittik. Epey içtik. Kızlar sarhoş olmuştu zaten. Hepimiz aynıydık gerçi de onlar daha kötü gözüküyordu. Kimse kendinde değildi. Çıkalım dağılalım artık dedik. Ama sarhoştum. Bu şekilde yurda gidemezdim. Sıkıntı olurdu kesin. Onlara da söyledim. Gel o zaman bu gece bizimle kal dediler. Onlar arada toplanıp birinin evinde kalıyorlarmış. Olur dedim. Oraya gittik hep beraber. Yalnız daha eve girer girmez anlamıştım tuhaflığı. Özellikle televizyonun yanındaki şeytan figürünü
fark etmemek imkânsızdı. Neyse geçtik oturduk. Kızlar uzandı hemen. Biz erkekler televizyon açtık. O kadar güzel ki kafam, rüya mı gerçek mi zor ayırıyorum. Biz öyle sohbet ederken kızlardan biri sayıklamaya başladı. Sayıklarken de efendimiz diyordu sürekli. Diğerlerine sordum ne diyor bu diye. Dua ediyor herhalde dediler. Şaşırdım elbette. Bu ne duası diye ama belli de etmedim. Etrafı inceledikçe yeni şeyler fark ettim. Bir sürü mum vardı etrafta. Şakayla karışık siz burada ayin mi yapıyorsunuz yoksa dedim güldüm ama bir tek ben gülmüştüm. Onlar ciddiydi. Evet dedi içlerinden biri. Nasıl ya ne ayini yapıyorsunuz büyü falan mı dedim. O da var ama bizim dinimiz farklı olduğu için burada dualarımızı ediyoruz dediler. Az çok anlamıştım dinlerini ama sormak istedim yine de. Şeytana inandıklarını söylediler. Ben yine kafam güzel olduğu için, ee ben de inanıyorum ne olmuş, dedim. Biz inandığımız gibi onu davasında haklı görüyoruz dediler. Allah insanları köle gibi ibadet ettirdiği için onu sevmiyorlarmış ama şeytan özgürlük demekmiş. Nasıl ibadet ediyorsunuz dedim. Kitap okumak, dans etmek, sanat yapmak bizim için ibadettir. Sandığınız gibi kötü şeyler
yapmıyoruz dediler. Bu arada o sayıklayan kız devam ediyordu ara ara efendimiz diyordu. İçlerinden biri kahve yaptı getirdi. Kızları da kaldırdık. Biraz içtiler kendilerine geldiler. Bu arada aklımda bir sürü soru vardı. Hepsini sormak istiyordum. Peki dedim siz Müslümanlardan nefret mi ediyorsunuz? Neden nefret edelim ki. Herkesin görüşüne saygı duyuyoruz ama bizim dışımızda kalanların da yanlış yolda olduğunu biliyoruz dediler. Ben yanlış yolda mıyım yani dedim. Üzgünüm ama evet dedi sayıklayan kız. Allah da fark edecek şeytana haksızlık ettiğini. O kötü biri değil, yüce biri dedi. Kulaklarıma inanamıyordum. Tüylerim diken diken oldu. Saçmalık dedim bir anda. Saçmalıyorsunuz. Asla inanmıyorum bu söylediklerinize. İnanıp inanmaman gerçekleri değiştirmez dediler. Ayrıca şeytanın onlara sürekli yardım ettiğini söylediler. Nasıl yardım ediyor dedim Biz şeytanın evlatlarını çağırıyoruz onlar da bize yardım ediyor dediler. Yani öyle şaşkındım ki. Hayatımda hiç duymadığım şeyleri duyuyordum. Nasıl yani şeytanın evlatları o ne demek dedim. Gülmeye başladılar. Gülünce herhalde dedim benimle dalga geçiyor bunlar. Sabah olur olmaz
buradan çıkarım diye düşündüm. Bir daha da onlarla görüşme niyetim yoktu. Sapkın bir gruptu bana göre. Konuyu değiştirdim falan bir şekilde sabah oldu. Onlar uyuyordu ben hiç uyumamıştım. Kimseyi uyandırmak da istemedim. Evden çıktım yurda gittim. Yurda gidince rahatladım biraz hemen uyudum. Bunlar da uyanınca beni aramışlar defalarca ama telefonum sessizdeydi duymamışım. Saat 4-5 gibi uyandım. Telefona baktım bir sürü cevapsız çağrı. Onlar da haber vermeden çıkınca kaçtığımı falan düşünmüş. Biz sana ne yaptık da haber vermeden gittin yakışıyor mu hiç falan yazmışlar. Art arda bir sürü mesaj atmışlar. Mesajları okudum. En sonunda benim onlara inanmadığım onları yalancı bulduğum için gittiğimi düşünerek istersen ispatlarız, bize birazcık güvenin varsa akşam buraya gel yazmışlar. En son mesaj bu. Başladım düşünmeye. Tamam çok dindar biri değilimdir. İbadetlerini eksiksiz yerine getiren harama karşı koyabilen biri değilim ama Allah’a olan inancım da tamdır. Bunlar bana neyi ispatlayabilir ki diye düşünüyorum. Yani şeytanı karşıma getirseler ben yine dönmem yolumdan diyorum. Önce bir daha cevap yazmamayı düşündüm. İspatları olsaydı dün ispatlarlardı. Öylesine çağırıyorlar farklı bir şey olmayacak dedim. Sonra yemeğimi yedim. Tekrar uzandım. Düşünceler aklımdan çıkmıyor bir türlü. Bir sürü soru işareti kaldığı için aklımda sürekli onları düşünüyorum. En son dayanamadım cevap yazdım. Ben sizi uyandırıp rahatsız etmemek için sessizce çıktım yanlış anlamışsınız. Neyi nasıl ispat edeceksiniz orasını anlamadım dedim. İki dakika sonra cevap geldi, sen akşam buraya gelecek misin onu söyle. Yine bir süre düşündükten sonra tamam geleceğim yazdım. Bu arada normalde kötü insanlar değiller yani. Sohbetleri falan keyiflidir. Hani bu konulara girmesek arkadaşlığımız uzun zaman devam ederdi. Neyse yurtta biraz vakit geçirdim duş aldım hazırlandım derken akşam oldu zaten.
Çıktım dün gittiğimiz eve gittim. Bir de dalgınlığıma geldi Selamün Aleyküm diyerek girdim içeri. Güldüler yine. Geçtik oturduk. Çay yapmışlar sağ olsunlar, satanist de olsanız içiyorsunuz bu çayı. Önce biraz havadan sudan konuştuk. Sonra asıl meseleye geldiler. Bana birkaç kitap hediye ettiler önce. Teşekkür ettim. Kitapların adını tam hatırlamıyorum şimdi ama yine satanizmi anlatan kitaplardı. Ben boş durur muyum ben de onları İslam’ı anlatan birkaç kitap getirmiştim. Hemen onları çıkarıp verdim. Onlar da kabul etti. Saygı çerçevesinde oturuyoruz. Eee dedim bu ispat konusu nedir. Senden bir söz almamız lazım önce dedi kız. Ne sözü dedim. Şimdi bir seans olacak, bu seansta asla kıpırdamayacaksın. Sağ sola kafanı çevirmeyeceksin. Gitmeye çalışmayacaksın. Ben iyice işkillendim. Ne seansı bu dedim beni mi keseceksiniz yoksa. Gayet ciddi bir tavırla, hayır şeytanın evlatlarını çağıracağız dediler. Belli etmesem de korkuyordum tabi. Tamam dedim. Ne yapacaksanız yapın. Bana bir zararı dokunmasın da. Başladılar ortamı hazırlamaya. Etraftaki mumları yaktılar. Hepimiz yere geçtik. Türkçe bir şekilde bir şeyler söyledi kız. Ben tedirginim. Sağımızda solumuzda şeytan figürleri var. Bir taraftan içimden ben ne yapıyorum burada Allah’ım diyorum bir taraftan da neler olacağını merak ediyorum. 5 dakika falan bekledik. Her geçen dakika artık bir şey olmayacak diye düşünmeye devam ediyordum. En sonunda oldu. İlk önce yanan mumların tamamı söndü. O zaman gerçek korkuyu hissettim işte. Ama şeytanın evladı dediği kâfir cindi bence. Cinleri çağırıyorlardı. Ben de cinlere inanıyorum tabi. Kız birkaç soru sordu gelen varlığa. Cevapları nasıl anlıyordu bilmiyorum. Ben hiçbir şey anlamıyordum ama o varlık ya da
varlıklar odadaydı bundan eminim. Kız konuşması bitince bana döndü. Onu görmek ister misin dedi. Yok, hayır istemem dedim korkuyla. Emin misin eğer istersen sana görünecek dedi. Hayır dedim tekrar. Artık ona inanıyor musun peki dedi. Nasıl yani dedim. Artık şeytanın haklı olduğuna inanıyor musun dedi. Köşeye sıkışıyordum sanki. Korksam da hayır inanmıyorum ona dedim. O zaman göreceksin. İnanmanda etkili olur dedi. Hayır dememe kalmadı. Karşı duvarın orada upuzun bir şey gördüm. Hiç hareket etmiyordu. Sanki siyah bir maket koyulmuş oraya. Gözleri vardı bir tek fark edebildiğim. Biri sarı gibiydi öteki kırmızı gibi. Hayatımda gördüğüm en korkunç şeydi. Üstüme doğru bir hareket etse o an korkudan can verebilirdim. Aklıma ilk gelen dua okumak oldu. Ben de içimden Ayetel Kürsi okudum. Bir anda kayboldu. Kız bana sinirle baktı ne yaptın sen dedi. Hiçbir şey yapmadım dedim. Dua okuman onu kovman demek sen kim oluyorsun da onu kovuyorsun. Nasıl bir intikam alacağını biliyor musun onun dedi. Tüm vücudum titriyordu korkudan. Ama çok korktum ne yapayım dua ettim. Bana kıpırdama dediniz dua okuma demediniz ki dedim. Tekrar çağırmamız lazım. Ondan özür dileyeceksin dedi. Ya ben özür falan dilemem. Tamam inandım siz bazı cinleri çağırabiliyorsunuz iletişim kuruyorsunuz anladım ne yaptığınızı. Daha fazla devam etmek istemiyorum dedim. Bu saygısızlık ama. Bunun için özür dilemen lazım diye tutturdu kız. Ben gidiyorum buraya gelmem baştan hataydı zaten dedim. Bir anda çıktım evden. Yolda da hala şok olmuş haldeydim. O karanlık evden sonra dışarıda insan görmek beni rahatlatmıştı. Hemen bir taksiye binip yurda gittim. Oda arkadaşlarım yatmıştı bile. Sessizce üzerimi değiştirip yatağıma uzandım. Birisi sesime uyandı. Sen mi geldin dedi. Evet, ben geldim. Oturdu yatağa. Nerelerdesin kaç gündür sen ya. Kimlerle takılıyorsun dedi uykulu uykulu. Sonra anlatırım ya uzun hikâye hem de çok uzun dedim. Bak merak ettim şimdi dedi. Şimdi uyuyor arkadaşlar uyanmasınlar. Sonra konuşalım zaten benimde konuşmaya ihtiyacım var dedim. Ayağa kalktı. Gel benimle dedi. Bizim katta bir çalışma odası vardı. Oraya girdik kimse yoktu. Anlat bakalım dinliyorum seni dedi. Derin bir of çektim ve her şeyi anlattım. Peki, inanmadın mı hala dedi. Nasıl yani dedim. Onlara hala inanmıyor musun dedi. Ben inanıyorum ama Müslümanım. Bu inancımı kimse değiştiremez dedim. Sonra tekrar odaya dönecektik. Sen git ben bir lavaboya gireyim dedi. O
lavaboya girdi ben de sessizce odaya girdim. Yatağıma uzandım o sırada az önce konuştuğum arkadaşım yatağından kalktı sen mi geldin dedi. Bir anda sıçradım. Bu nasıl olabilirdi ki. Az önce onunla konuştum lavabodaydı şimdi nasıl burada olabilir. Sen ne zaman geldin az önce lavaboya gitmemiş miydin dedim. Yeni uyandım ben ne lavabosu dedi. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum artık. Hemen dua okumaya başladım. Ben duamı bitirince odanın kapısı açıldı. İçeri o arkadaşım girdi. Bir kez daha irkildim. Aklımı yitiriyordum nerdeyse. Nerden geldin sen dedim korkarak. Korkma oğlum ya lavabodaydım geldim işte dedi. Yatağa baktım yatakta kimse yok. Kolay kolay kimse benim ağladığımı görmemiştir. O an ağladım. Böyle bir çıkmazın içindeydim sanki. Kaçmaya çalıştıkça aynı noktaya dönüyordum. Odamda bir dua kitabım vardı onu alıp çalışma odasına geçtim tekrar. Ne kadar dua varsa hepsini okudum. Sonra mecbur odaya döndüm. Öyle bir ağırlık çöktü öyle bir ağırlık çöktü ki hemen uyumuşum. Rüyamda rahmetli dedemi gördüm. Kendisi yaşadığı sürece ibadetlerini hiç aksatmamış biriydi. Herkes çok saygı duyardı. Geniş bir ovada gördüm onu ucu bucağı yok. Öyle geniş. Sonra dedem beni çağırdı, yanına gittim. Oğlum dedi, sen niye çevrene dikkat etmiyorsun? Dedemin o an neyi kastettiğini anladım. Utancımdan başımı öne eğdim. Gel bakalım dedi. O düz ovada yürümeye başladık. Dedem ayaklarını nereye atsa oradan çiçekler çıkıyordu. Bir süre yürüdük. Dede nereye gidiyoruz bu ovanın sonu yok mu dedim. Bana
bakıp gülümseyerek var bak işte burası dedi. Karşıya baktım. Az önceki düz yer gitmişti. Bir uçurumun kenarına gelmiştik. Yolun sonu burası işte dedi. Eliyle uçurumdan aşağısını işaret etti. Bakmak için eğildim eğildiğimde aşağısının ateşle dolu olduğunu gördüm. İçinde bir sürü kişi yanıyordu. O satanist olanlar da oradaydı. Çığlıkları hala kulağımda. Dedeme dönüp dede bunlar yüzünden daha doğrusu kendi merakım yüzünden musallata uğradım ben bana yardım et dedim. Sen falan hocayı bul o sana yardım eder dedi ve bir anda uyandım. Kan ter içinde kalmışım. Kalktım bir su içtim. Sonra dedemin dediği hocanın adını yazdım. Unutabilirdim sonra çünkü. Bilgisayarın başına geçtim araştırdım ama öyle bir hocayı internette bulamadım. O gece böyle yarı uyudum yarı uyandım derken zor da olsa sabah ettim. Annemi aradım sabah. O da telaşlandı erkenden arayınca. Anne dedim sen filan hocayı tanıyor musun hiç duydun mu? Duydum dedi dedenin arkadaşıydı. Anne dedim nasıl ulaşabilirim ona. Bilmiyorum ki oğlum baban bilir bilirse dedi. Anne bana numarası lazım o hocanın babama söyle bunu dedim. Tamam, söylerim ne oldu peki dedi. Önemli bir şey yok bir arkadaş için istiyorum dedim. 3-4 saat sonra babam aradı. Numarayı bulmuş ama ne yapacaksın diye bir de o sorguladı tabi. Ona da aynısını dedim bir arkadaşa lazım diye. Babamlar duysa takıldığım kişileri falan beni öldürürlerdi herhalde.
Bir yanıt bırakın