
İsmim Erol. Yaşım 26. Benim yaşadığım olaylar çocukluğumda başladı. Ben o zamanlar 8-9 yaşlarındaydım. Bir gecekondu mahallesinde oturuyorduk. İstisnasız her gün dışardaydık.
Koşarken yerde bizim etrafımızda dönen siyah gölgeler oluşmaya başladı. Önce anlayamadık ne olduğunu birbirimize gösterdik. Biz koştukça gölgeler etrafımızı sardı sanki. Hızla dönmeye başladılar. Korkup annemizin yanına koştuk. Annem de beni çağıracakmış zaten görür görmez hadi eve gidiyoruz dedi. Biz o gün bilmeden ne yaptıysak artık olayların ardı arkası kesilmedi. Eve geldik. Üzerimi değiştirdim. Odamdaydım. Odamın içinde rüzgâr hissettim. Anneme seslendim korkuyla. Her yer kapalıydı ama benim olduğum kısımda bir rüzgâr vardı. Annem geldi sesime. Annem gelir gelmez de o rüzgâr durdu. Gece olduğunda kâbuslar başladı. Hep aynı yerde oynamadığımızı ve gölgelerin etrafımızı çevirdiğini görüyordum. Annemle uyumaya başlamıştım etkilendiğim için. Çoğunlukla sıçrayarak uyanıyordum. Diğer arkadaşlarımda böyle şeyler olmamıştı nedense sadece ben etkilenmiştim. Bu kâbuslarım ara ara devam etti.
Olayın üstünden de 4-5 sene geçmişti. Bir gece su içmeye kalktım. Uykuluydum zaten. Musluktan suyu dolduruyordum. Bir elim musluğun üstündeydi. O anda elimin üstünde başka bir el hissettim. Anlık musluğa baktığımda elimin üstünde uzun tırnakları olan siyah renkli bir el fark ettim. Elimi çektim direk bardağı da fırlatıp odaya kaçtım. Eminim gördüğüm şeyden. Hem gördüm hem de bana dokunmasını hissettim çünkü. Ama bir bedeni yoktu sadece bir el gördüm ben. O günden sonra geceleri için yanıma önceden su aldım. Nasıl kalkabilirdim ki artık. Aklıma geldikçe korkardım. Bir gün de babaannemler gelmişti memleketten bizde kalacaklardı. Annem babaannemin saçını kesti o gün. Epey kısalttı. Uzun saç terletiyor demişti babaannem. Gece ben babaannemle yatmak istedim. Zaten nadir gelirlerdi. Çok özlerdim onu. Gece uyumak üzereyim. Elime babaannemin saçı değiyor. Ben de oynuyorum saçıyla. Uzun bir saç. O an hatırladım babaannemin saçları kısaydı. Ama elime gelen saç upuzundu. Yataktan attım kendimi: Hemen ışığı açtım. Babaannem uykulu uykulu açtı gözlerini ne oldu dedi. Tuvalete gidecektim dedim. Nasıl korktum anlatması zor. Bunları kimseye söylemiyordum ama. Sakinleşmeye çalıştım yattım tekrar. Babaannem sarıldı bana. Ama ya babaannem değilse bu sarılan diye sabaha kadar öldüm korkudan. Sonra uyuyakalmışım. Bitmiyordu bir türlü her gece aynı şeyleri yaşıyordum. Artık gece olmasından korkar olmuştum.
Bir gün de odamda tektim. Gürültü sesine uyandım. Gece lambası açıktı ve odamın duvarlarından hızlı hızlı gölgeler geçiyordu. Değişik müzik aleti sesleri geliyordu. Kıpırdayamadım. Her şeyi görüyordum ama tepki veremiyordum. 4-5 tane gölge vardı. Bu gölgeler hızla dönmeye devam ediyordu. O sırada odamın kapısı açıldı içeri benim yaşlarımda bir erkek çocuğu girdi. Görmeye çalıştım dikkatle baktım ve gelenin ben olduğunu fark ettim. Odaya giren bendim. O giren şey baş ucuma kadar geldi ve gözlerini ayırmadan beni izlemeye başladı. Çığlık atmaya çalışıyordum sesim çıkmıyordu. Kendime gelmem uzun sürdü. Hareket edebildiğimde odamda hiçbir şey yoktu. Her şey normaldi. Ama öyle bir çığlık attım ki. Annem babam koşarak geldiler. Ağlıyordum sadece. Anlatamıyordum bir türlü. O gün de annemle uyudum. Acaba ertesi gece ne olacak diye düşünmekten psikolojim bozulmuştu. Aynalara bakamaz oldum. Çünkü aynaya baktığım bir gün arkamda
simsiyah yaratığa benzer bir şey gördüm. Hem de 2-3 kez geldi başıma. Ben aynaların önünden geçemez oldum. Bir tane boy aynası vardı. Annem onun üstünü kapatmıştı. Ben önünden geçemiyordum çünkü. Diğer çocukların ailesi gibi annem babam beni evde yalnız bırakıp bir yere gidemezdi hiç. Ben komşuya gidiyorum sen evde dur biraz diyemediler. Duramıyordum çünkü. Çok kötü şeyler olurdu. Dua öğreniyordum. Korktuğun zaman okursun diyordu annem. Ama okuyamıyordum. O anda öğrendiğim her şeyi unutuyordum. Normalde okumak istesem de çok daralıyordum. Boğazımı sıkıyorlardı sanki. Annem okurken bile rahatsız olurdum. Başım ağrıyor sen dua okuyunca okuma derdim. Evde büyü olduğundan şüphe ettiler önce. Bizi istemeyenler de vardı çünkü. Acaba onlar mı bir şey yaptı diye annem her yere baktı bir şey bulamadı. Belki de evde değil de dışarıya bir yere gömülmüştür. Onu da bilemeyiz.
Annemler beni o dönem hastaneye götürmüştü ama düzelemedim. Sonra bir gün okulda din kültürü dersindeydik. Çok seviyordum öğretmenimi. Sınıf arkadaşlarım cinlerle ilgili şeyler soruyorlardı. Ben de acaba bu yaşadıklarımın sebebi cin olabilir mi diye dikkatle dinledim öğretenimizi. Zil çalar çalmaz da yanına gittim. Öğretmenim sizinle konuşmak istiyorum dedim ve tüm yaşadıklarımı anlattım. Adam beni korku ve hayret içinde dinledi. Ailenin haberi var mı dedi. Hepsinden yok. Bazılarını biliyorlar dedim. Yarın ben okulda nöbetçiyim. Tüm gün okulda olacağım o yüzden. Ailene söyle yarın gelsinler beni bulsunlar dedi. Ben de eve gidince anneme söyledim. Ertesi gün cumaydı. Babamla annem okula geldiler. Öğretmenimle uzun uzun konuşmuşlar. Bir hoca varmış öğretmenimizin tanıdığı numarasını vermiş onun. Mutlaka gidin demiş. Babam da aramış. Adam hafta sonu gelebilirsiniz demiş. Pazar günü beni alıp hocanın yanına götürdüler. Hoca bana
kuvvetli bir kabilenin musallat olduğunu söyledi. Bu kabile çocuk genç yaşlı dinlemezmiş. Akıl sağlığını yitirtene kadar musallat olmaya devam edermiş. Biz hocanın yanına gittikten sonra rukye tedavisi başlandı bana. Hocanın yanındayken iyi oluyordum rahatlıyordum ama eve gelince daha kötü şeyler oluyordu. Sanki bana hocaya gittiğim için kızıyorlardı. Hocaya her hafta gidecektik. Her pazar rukye uygulanacaktı. Bir cumartesi günü annem banyo yaptırmak istedi beni. Tek başıma yapamıyordum. Sen üzerini çıkar ben geliyorum dedi. O esnada bunalmaya başladım. Anneme seslendim beni duymadı. Kapıyı açıp öyle seslenirsem duyar dedim bu sefer de kapı açılmadı. Zaten korkuyordum. Tüm gücümle anneme seslendim. Geliyorum diye sesini duyunca biraz olsun rahatladım. Anne kapı açılmıyor çabuk gel dedim. Beklemeye başladım. Beklerken arka tarafımdan su sesi geldi. Yavaş yavaş su dökülüyordu. Arkamı döndüm. Baktım. Baktım babaannem yerde hareketsiz bir şekilde yatıyor. Gözleri kapalı. Başında da 3 tane simsiyah cin babaannemin üzerine su döküyor. Yine çığlıklar atmaya başladım. Kapıyı açmak için zorlarken annem geldi. Annem geldiğinde yine normale dönmüştü her şey. Anneme anlattım ne gördüğümü. Dua okuyarak yıkadı beni. Ben banyodan çıktım üzerimi giydim telefon geldi. Babaannem vefat etmiş. Hemen gözümün önüne banyoda gördüğüm şey geldi zaten. Uzunca bir süre de gitmedi. Sürekli aklımdaydı. Çocuksunuz daha nasıl unutabilirsiniz ki… Babaannemin cenazesine götürmediler beni. Gitsem belki daha kötü olacaktı.
Cenaze işlemleri ile uğraşıldığından hocaya gitmeyi de bir süre erteledik. O arada daha kötü oldum. Babaannemim vefatının üzerinden 1 hafta geçmişti. Gece uyandım. Anneme seslendim su istedim. Suyu uzattı aldım içerken şöyle anneme doğru baktım ama karşımda annem yerine babaannem vardı. Yine bağırmalar ağlamalar gece böyle geçti. Sonra bu hoca işini ertelemenin iyi bir fikir olmadığını anladılar. Gitmeye devam ettim. Pazar günleri hep hocanın yanındaydım. Saatlerce süren okumalar yapıyordu. Ben çoğu zaman okuma yapılırken rahatladığım için uyuyakalıyordum. Hocanın yanından çıktığımdaysa daha kötü oluyordum. Mesela hocanın yanında rahat uyuyordum ama eve gelince odanın içinde sürekli gölgeler görmekten o gün uyuyamıyordum. Benden başka gören yoktu. Ama hoca bunun normal olduğunu söyledi. Zamanla bu sorun düzelecek dedi. 3 ayın sonunda gerçekten faydasını görmeye başladım. Ondan önce ölü
gibiydim. Rahat uyku uyumak neymiş onu tatmış oldum. Yaşamayan bilemez. Güven içinde huzur dolu bir uykuyu bile arar olmuştum. Bir de çocukken bunları yaşamak beni çok etkiledi. Psikoljik tedavi de gördüm. Arkadaşlarımdan anlayan olmuştu dışlandım. İyice içime kapandım. Bunları da profesyonel destek alarak atlattım. Herkes bir şekilde çocukluğunu yaşamıştır ama benim o yaşlarım hep karanlık. En güzel zamanlarımı çaldılar benden. Sebebini de öğrenemedim hiçbir zaman. Ben ne yaptım da bana musallat oldular. İntikam almak istediler. Mesela babaannemi onlar mı öldürdü. Yoksa sadece ölünce haber mi vermek istediler. Bunlar hayatımın bir yerinde kocaman bir soru işareti olarak kalacak hep. Allah’a şükür şu an hiçbir sorunum yok. Ya şu ana kadar çözüm bulamasaydık ya hala bunları yaşıyor olsaydım o zaman kesin delirirdim. Böyle düşünüp şükrediyorum. Allah din kültürü öğretmenimden de bana rukye uygulayan hocadan da razı olsun. Onların vesilesiyle kurtulmuş oldum. Benim gibi sorun yaşayan tüm insanlar inşallah kurtulurlar.
Bir yanıt bırakın