SINIF ARKADAŞIM | KORKU HİKAYELERİ

paranormal olay
paranormal olay

Sınıf Arkadaşım | Korku Hikayeleri

Merhaba ablacım. Ben 18 yaşındayım ismim Hümeyra. Sınıf arkadaşlarım senin kanalını dinliyorlardı ben de oradan öğrendim ve dinlemeye başladım. paranormal olay Anlatacaklarım benim şahit olduğum şeyler.

Abla bizim köyde bir kadın vardı. Bu kadın ben kendimi bildim bileli büyü işleri ile uğraşıyor. Faldı muskaydı büyüydü ne ararsanız var kadında. Adı Yonca’ydı. Ayırma büyüleri yapardı en çok. O yüzden biri ayrılınca Yonca mı yaptı derlerdi hemen o kadından şüphe ederlerdi. Ama köyde de cesaret edip kadının yüzüne bir şey diyen yoktu. Herkes korkardı çünkü. Bir keresinde Hikmet amca karşı çıkmış kadınla tartışmış. Aynı gece Hikmet amcanın beli kırılmış. Ondan kimse kadına laf etmiyordu. Sert de bir kadındı. Bazen derlerdi keşke benim de öyle cinlerim olsa güçlerim olsa herkes benden korksa diye. Ama abla kötü tarafları da o kadar çok ki. Mesela bayramda hiçbir çocuk onun evine gitmez. Verdiği şekeri yemez. Aileler tembihler çünkü. Çocuklar da çekinir korkar. Ben duyduğum kadarı ile bazı yaptıklarını anlatmak istiyorum.

Öncelikle karşılığında çok büyük paralar aldığını bilirdik. Ama göstermelik olarak giderler şeker, tuz gibi şeyler götürürdü. Para verdikleri anlaşılmasın sadece şeker tuz veriyoruz diye gözüksün isterlerdi ama bilirdik yani. Sonra anladık ki bu şekerleri tuzları da büyü için kullanıyormuş. Tuzları ineklere yalatırmış başında da dualar okurmuş. Bazen yakarmış o tuzları. İnsanlar da o yüzden tuz götürürmüş giderken. Köyde bir kadın ona çok sık gidip gelirdi. Bu büyücü zengin olduğu için evini o kadına temizlettirirdi. O da hep temizlik diye gider akşama kadar onun evinde dururdu. Geleni gideni görürdü konuşmaları duyardı. Çoğu duyduğumuzu o kadından öğrendik. Başka kimse yaklaşmazdı Yonca teyzeye çünkü. Bir gün bu temizlikçi kadının anlattığına göre iki asker gelmiş. Askerde musallata uğradıklarını cinlerin rahatsızlık verdiğini söylemişler. Kadın askerlerin üzerinde ne kadar parası varsa istemiş. Paranız yoksa bir şey yapamam cinlerle yaşayın demiş. Bunun üstüne para vermişler. O da muska yapıp göndermiş. Ama 3 gün sonra o askerler geri dönmüş.

Sen bize ne yaptın daha kötü olduk demişler.

O da biraz daha para istemiş. Yani kadının böyle şeyleri de var. Bilerek daha çok sıkıntı veriyor ki tekrar gelsinler para versinler diye. Bir de insanın yüzüne bakınca onun aklındakileri bilen insanlar vardır ya Yonca teyze de öyleydi ama bir farkla. Yonca teyze baktığı zaman adamın cebinde ne kadar parası var onu bilirdi. Zengin biri gelince hemen anlayıp daha çok hürmet ediyormuş. Parası olmayan garip gelince derdini bile dinlemeden kovuyormuş. İnekleri vardı eşeği vardı horozu, tavuğu vardı. Bunların hepsini büyü yapmak için kullanırdı. Büyülü şeyleri onlara yedirirdi. Köpeği vardı kapısında. Onun da köpek olduğundan şüpheliyiz. Kıpkırmızı olurdu gözleri çok saldırgandı. Belki de köpeğe yedirdiği içirdiği şeylerden olabilir. Ona da büyülü şeyler yediriyormuş. Ama en çok duyduğumuz okuduğu, işlem yaptığı tuzları ineklere vermesiydi. Burayı önemle bastırıyorum çünkü konular birbiri ile bağlantılı.

Neyse, günler yıllar geçiyor. Bu kadın böyle devam ediyor. Çok da aksi. Köydeki herkesle kavga ediyor. İnsanlar içmeye su bulamazken o suyla bahçe sulayınca kavga çıkıyor, suyu bitiriyor çünkü. Ve diğer insanlar kesinlikle umurunda değil. Ben rahat içinde yaşayayım da onlar ne hali varsa görsün düşüncesinde. Bunun yüzünden intihar edenler olmuş. Kimisini delirtmiş kimisinin yuvasının yıkmış. Kimisini kısır yapmış. Üzerinde çok insanın ahı var. Bir de nazarı değerdi. Yeni bir şey alan saklardı. Yonca görmesin duymasın derlerdi. Yonca teyzenin evi iki katlıydı. Köyün en güzel eviydi zaten. Dikkat çekiyordu. Bu evin etrafını çitlerle kapattırmıştı. Bir gece köylülerden biri görmüş. Yoncanın evine karanlıkta gördüğü kadarıyla 30-40 kişinin girdiğini görmüş. Çitlerin içinden sanki çit yok gibi geçmişler ve Yonca’nın evine girmişler. Bunu gören kişi çok korkmuş ama merak etmiş, kim bunlar diye. Evin yakınına gitmiş sesleri dinlemeye çalışmış. Ağlama sesleri geliyormuş sürekli. Ağıt yakılır gibi seseler duyuyormuş. Adam evine gitmiş.

O anda birisi dışarı çıkınca adamı görmüş. O çıkan cinmiş aslında ama insan kılığında. Adama bakmış adam da sesleri duydum da bir şeye ihtiyaç var mı bakayım dedim demiş. Cin de gel içeri sana yemek ikram etsinler. Cenazemiz var demiş. Adam başınız sağ olsun ben girmeyim demiş. Cin de gir gir herkes seni bekliyor demiş. Adam korka korka merdivenlerden çıkmış. İçeri girmiş. İçerde Yonca teyze yokmuş. Ama salonun ortasında yatan kefenlenmiş bir ölü varmış. Kefenin rengi siyahmış. Başındakiler ağlıyormuş. Birisi de sobanın üstünde helva kavuruyormuş. O kadar hızlı karıştırıyormuş ki sürekli yenisini yapıyormuş. Adam bunları görünce çok korkmuş. Ben gidiyim hanımım merak eder başınız sağ olsun demiş. Helva yaptık onu ye öyle git demişler. Adam korktuğundan karşı çıkamamış verdikleri helvayı yemiş evden çıkmış. Koşa koşa eve gitmiş. Karısı adamı o halde görünce korkmuş ne oldu sana demiş. O da hanımına anlatmış. Karısıyla beraber korkudan uyumamışlar. Büyücü kadının evine temizliğe giden kadına sorarız yarın onun haberi vardır demişler. Kadına sormuşlar o da anlatmış. O gün gerçekten cinlerden biri ölmüş o gün ev cenaze eviymiş. Kadının cinlerinin cenazesi de o evde oluyordu düğünü de. O cenazenin ertesi günü toplu bir grubun mezarlığa gittiğini görmüş köylü. Ama hiçbirisi de o köyden değilmiş ne selam vermişler ne selam almışlar omuzlarında tabut kimse ile konuşmadan mezarlığa gitmişler. Kadın iyice onlara karışmıştı artık. İnsandan çok onlarla vakit geçiriyordu. Onun kocası da cindi diyenler oldu ama ne kadar doğru bilmiyorum. Herkes farklı şeyler anlatıyor.

Neyse bundan 2 sene önce kadın hastalandı…

Köyün camisinin orda görmüşler. Caminin merdivenlerine tuz serpiyormuş onu da yalıyormuş yerden. Görenler hayret etmiş. Yonca bacı dur ne yapıyorsun demişler ama kadının aklı gitmiş tabi. Bir kızı vardı ona haber verdiler o geldi annesine bakıyor 2 senedir. Kadın hala aynı dertte. İnanır mısınız, kızı annesi bahçeden çıkmasın diye onu iple bağlıyor. Aynı inek gibi. Bahçede dolaşıyor dışarı çıkamıyor. İneklerle beraber tuz yalıyor. Akli dengesini yitirdi. Ben kızıyla da konuşmuştum Yonca teyze nasıl durumu iyi mi diye sormuştum. Keşke ölse dedi. Öyle kötü durumda ki ölürse çok sevinirim böyle çekmektense ölmesi iyi dedi. Bir evlat için de zor bunları demek. Ne olursa olsun annesi… Kızının da bazı geceler çığlığını duyanlar olmuş. Onu da korkutuyorlar demek ki. Kimseye anlatmaz derdini kolay kolay. İçine kapanık bir kız. Ben 1 ay önce köye tekrar geldim. Kadın aynı durumda hatta daha beter. Tuvalet falan da bilmiyor artık. Temizlik yok bir şey yok. Evin önünden geçerken burnumuzu kapatıyoruz. Ben gördüğümde çok kötü oldum. Böyle köpek gibi ellerini de yere koymuş. Boynunda da ip. Yerde bir kemik vardı onu ısırmaya çalışıyordu. Çok korkunç bir görüntüydü. İki gün önce bu halde gördüm. Rüyama bile girdi. Çok etkilendim. Annem anlattı, o da -çok affedersiniz -pisliğini yerken görmüş. Ne zaman ölür bilmem ama daha çekecek çok günahı var gibi duruyor. Onun hayatı ibretlik bir hayat. Bu yüzden seslendirmenizi istedim. Hem büyü yaptıranlar hem büyü yapanlar Allah’tan merhamet beklemesinler

Paranormal olay  yaşadıysanız bize mail atabilirsiniz.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*