Yaşadıgım Aşk

Selam ablacım benim hikâyem daha çok bir itiraf olacak. Yıllardır acısını yaşadığım bir olayı anlatacağım…

Adım Gülay. 23 yaşındayım. Bir dikiş atölyesinde çalışıyorum. 1 sene oldu işe başlayalı. Çok büyük bir günah işledim zamanında. Bunu anlatacağım. 19 yaşındaydım daha. 23 yaşında olan bir arkadaşım vardı. Adı Şule. Arkadaşım biriyle tanıştı ve 6 ay içinde evlendi. Evlendiği adamın adı da Ramazan’dı. Evi yakın olduğu için görüşmeye konuşmaya devam ettik. Benim de o ara bir erkek arkadaşım olmuştu. Hafta sonları hep beraber kafeye falan giderdik. 4’lü takılırdık. Arkadaşımın eşi 27 yaşındaydı, abi derdim ben ona. Ama dilim abi dese de

kalbimin böyle demediğini çok geçmeden anladım. O kadar çok kişi vardı ki peşimde ben hiçbirini istememiştim ama tuttum evli olan birine âşık oldum. Hem de arkadaşımın eşiydi bu. Bu düşüncelerimden emin olduktan sonra pek görüşmemeye başladım çünkü arkadaşımı her gördüğümde vicdan azabı çekiyordum. Sanki o benim hislerimi anlayacak ve yüzüme tükürecek gibi. Her aradığında müsait değilim bu hafta işim var demeye başladım. O da anladı bir gariplik olduğunu. Ben sana farkında olmadan bir şey mi dedim kalbini kıracak bir şey mi yaptım diye mesaj attı. Bu mesaj beni daha da çok üzdü. Ben ona büyük bir ihanet ederken o hala beni düşünüyordu. Yok dedim seninle bir ilgisi yok gerçekten bu aralar çok yoğunum. Ama bunu daha fazla sürdüremedim. Eskisi gibi görüşmeye devam ettik. Anlaşılmaması için elimden geleni yaptım. Kendi erkek arkadaşımla da aram bozulmuştu. Aklımda ve kalbimde olan o değildi çünkü. Benden beklediği ilgiyi sevgiyi ona verememiştim. Bu yüzden ayrıldık. Ramazan, Şule ve ben buluşmalara görüşmelere devam ettik.

Bir yılbaşı zamanıydı. Plan yapmıştık. Üçümüz beraber olacaktık. Onların evinde kendi aramızda eğlenecektik. Alkol aldık o gün. Eğlenceli vakit geçiriyorduk. Saat 2-2.30 civarı Şule koltukta sızdı. Ben zaten sarhoş olmuştum. Ramazan içmeye devam ediyordu. Ben de yanında oturuyordum. Bir anda ona aklımdan geçenleri söylemeye başladım. Alkolün etkisiyle onu çok sevdiğimi hatta ona âşık olduğumu itiraf ettim. Bu itiraftan sonra ev buz kesti sanki. Şule duymamıştı uyuyordu. Ramazan bir süre konuşmadı. Sonra onunki de alkolün etkisiyle olmuş olacak ki bir anda öptü beni. Bunu hiç beklemiyordum. O gün başka hiç konuşmadık. Hepimiz bir koltukta sızıp kaldık. Sabah Şule markete gidiyorum istediğiniz bir şey varsa alabilirim diye uyandırdı bizi. Ben de yok dedim. Şule markete çıktı. Market çok yakındı evlerine. 5 dakikaya gelirdi geri. Ramazan başının çok ağrıdığını söyledi. Dünden hiç bahsetmiyordu. Ben sordum. Dün söylediklerim hakkında ne düşünüyorsun diye. Bak Gülay bu çok yanlış olur. Ben alkolün etkisiyle çok yanlış bir şey yaptım. Şule benim eşim senin de en yakın arkadaşın. Bizim aramızda böyle bir şey olamaz dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Oysaki biraz da olsa ümitlenmiştim. Ama ümitlensem ne olacaktı ki sevgili mi olacaktık gizli gizli görüşecek miydik? Şuleden ayrılıp benimle mi evlenecekti. O bana bunları söyleyince ben çok utandım. Anlattığıma pişman oldum. Şimdi bana bakışı değişecekti. Değerimi kendim düşürmüştüm. O gün kahvaltıdan sonra evime geçtim ve saatlerce ağladım. 2 saat içinde 1 paket sigara bitirdim. İmkânsız aşk derler ya. Tam da öyleydi. İmkânsız olan birine âşık oldum ben. Yine görüşmeyi azalttım. Ramazan’ın yüzüne bakamıyordum utancımdan zaten. Bir gün sosyal medyada dolaşırken evlilik yıldönümlerini kutladıkları bir fotoğraf gördüm. İçim öyle acıdı ki… Keşke Şule’nin yerinde ben olsaydım. Şu an bu fotoğraftaki kadın ben olsaydım dedim. Şule bizim aramızdaki en büyük engeldi. Hep ayrıldıklarını boşandıklarını hayal ettim. Belki sonra benimle görüşür diye düşündüm. Bu aşk kalbimde büyüdükçe büyüdü.

Bir gece aynı şeyleri düşünürken aklıma iğrenç bir fikir geldi. Bu fikir yüzden sonradan intihar etmeyi bile düşündüm. Bunu nasıl yaptım diye. Ama o zaman bu kadar pişman olacağımı aklıma getiremedim. Şule’yle ayrılması için büyü yaptırmak geldi aklıma. Sanki gözüme perde inmiş gibi ne şuleyi düşündüm ne de sonunu düşündüm. Sadece kendi nefsimin peşinden gittim. Bunun da bedelini çok ağır ödedim. Büyü fikri aklıma ilk geldiğinde araştırmaya başladım. Birkaç hoca buldum internetten numaralarını alıp görüştüm. Biraz da onlar beni ikna etti diyebilirim. Suç atmıyorum tabi ki ben istemeden kimse zorla bir şey yaptıramaz. Kimse silah zoruyla büyü yaptıracaksın demedi bana. Ama hocaların yanına giderken şüphelerim vardı, emin değildim. Günah diye veya sonradan ters teperse diye. Ama bu aklımdakileri söylediğimde resmen beni bunun günah olmadığına inandırdılar. Hâlbuki o kadar eminim ki günah olduğuna Allah’ın böyle insanları lanetlediğine. Ama o an buna inanmak istedim. Nerdeyse yaptırmak sevaptır diyeceklerdi. O kadar uğraştılar ki ikna etmek için. İkna ettiler de. Hemen yapılsın istedim ama o kadar param yoktu.

Yaklaşık 4 bin lira kadar ücret istediler. Bunun için evdeki bilgisayarımı sattım. Bir de annemin ilerde lazım olur diye benim için biriktirdiği altınların bir kısmını. Bunlarla o büyüyü yaptırmak için gittim. İkisinin de fotoğraflarını sosyal medyadan indirip çıkarttım isim bilgilerini verdim. Dediklerine göre bu işlem 21 gün içinde etki edecekti. Ben beklemeye başladım. Büyü sayesinde hem Şule’den ayrılacak hem de benden hoşlanacaktı. Bu 21 gün içinde 3 kez görüşmem gerekiyormuş onlarla. Bu kolaydı zaten. Haftada bir gün görüştüm. Sanırım 18. gündü. Sosyal medyada geziniyordum. Fotoğraflara bakarken bir anda Şule’nin Ramazan’la olan fotoğraflarını sildiğini fark ettim. O kadar heyecanlandım ki. Hemen girip baktım. Bir tane bile fotoğraf yoktu. Ramazanı da takipten çıkarmıştı. Hemen Ramazan’ın profiline girdim onda da aynı şekilde fotoğraflar kaldırılmıştı. Şule’yi aradım. Fotoğrafları kaldırmışsınız bir sorun mu var dedim. Çok kötüyüm Gülay,

görüşelim mi seninle dedi. Olur dedim tabi görüşelim. 1 saate sendeyim dedi, tamam dedi. Telefonu kapattım içimden oynamak göbek atmak geliyordu. Nefsime nasıl köle olduysam arkadaşımın o gözyaşlarından bir gram etkilenmemiştim. Aksine mutluluktan havalara uçuyordum. Hazırlandım gittim. Ramazan 3 gün önce evi terk etmiş. Boşanacaklarını söyledi. Şule hala çok seviyordu ama Ramazan sevmediğini söylemiş. Tüm gün Şule’yi yalandan teselli ettim. Üzülmüş gibi numara yaptım. Benden bir ricası olduğunu söyledi. Tabi dedim ne istersen yaparım. Ramazan’la bir de sen konuşur musun? Belki aramız düzelir yuvam yıkılmaz. Sinirle öfkeyle hareket ediyor. Sonra o da pişman olacak dedi. Tamam dedim sen hiç merak etme ben konuşurum Ramazan’la. 2 gün sonra Ramazan’a yazdım. Aranız neden bozuldu dertleşmek konuşmak istersen ben buradayım dedim. Bana arkadaşının bekâr evinde kaldığını söyledi. Dışarda buluşup konuşabileceğimizi söyledi. Ben de dediği yere gittim. Bir anda Şule’den soğuduğunu Şule’nin nefes alışından bile rahatsız olduğunu söyledi. Yaptığı yemekler bile midemi bulandırmaya başladı dedi hatta. Bu kadar nefret etmesine ben bile şaşırdım. Bana da ilgisi var gibiydi. Seninle konuşmak çok iyi geldi. Şule yok diye benimle görüşmemezlik etme biz yine de görüşelim, sinemaya falan da gidebiliriz dedi. Rüyada gibiydim. Eve geldikten sonra sürekli mesajlaştık. Sonra Şule’yi aradım. Ben Ramazan’la konuştum ikna etmeye çalıştım ama edemedim. Senden soğuduğunu söylüyor dedim. Şule bir kez daha yıkılmıştı. Benim umurumda değildi ama. Ramazan’la sık sık görüştük ve sonunda sevgili olduk.

Ne dersem yapıyordu bana deliler gibi âşık olduğunu söylüyordu. Şule’yi ise hayatının hatası olarak görüyordu. Bir gün el ele dolaşıyorduk. O sırada Şule’nin bir arkadaşı bizi gördü. Elimizi bıraktık hemen ama görmüştü artık. Şulenin bundan haberi olacaktı. Ama zaten eninde sonunda öğrenecekti dedik. Ha şimdi ha sonra. Akşam Şule aradı. Arkadaşı söylemiş. Açtı ağzını yumdu gözünü. Neler demedi ki. Ne namusumu bıraktı ne şerefimi. Hak etmedim de değil. Daha fazlasını hak ettim hatta. Artık Şule beni düşmanı olarak görmeye başladı. Sosyal medyada da laf sokmalar özlü sözler. Mazlumun ahı garibin gözyaşı diye paylaşım yapmalar vs. Bir günaha girdiğinizde önce onu siz de yadırgıyorsunuz. Çünkü içten içe bunun yanlış olduğunu biliyorsunuz. Ama o günaha alışırsanız artık eski siz olmuyorsunuz. Yaptıklarınızı normal görüyorsunuz. Bende böyle oldu. Ona inat sosyal medyada fotoğraflar paylaştım ki daha boşanmamışlardı bile. Bir gün işten geldiğimde Şule beni binanın önünde bekliyordu. Kocama göz diktin diye bağırmaya başladı. Beni tüm binaya rezil etti. Bundan sonra daha da öfkelendim ona. Sanki Şule suçluymuş gibi ona hayatı zehir etmek istedim.

Şule’yle olan ortak arkadaşlardan onunla ilgili haberler almaya başladım. Şule’nin hasta olduğunu toparlanamadığını duydum. Ama bunu da umursamadım. Alışır dedim alışacak. Bizi görmeye duymaya alışacak. Ben kendi dünyamda yaşamaya başladım. Boşanma işlemleri başladı. Biz de düğün planlarını konuşmaya başladık. Bu arada ailem bilmiyordu bunları. Bir erkek arkadaşım olduğunu biliyorlardı sadece. Gel zaman git zaman boşanma işlemi bitti. Biz o gün kutlama yemeğine çıktık. Bunu da paylaşmayı ihmal etmedim. Şule’nin gizli gizli profilime baktığını biliyordum. Neden bilmiyorum ama onun üzüldüğünü bilmek bana her seferinde başardığımı hissettiriyordu. Ben kazanmıştım Şule kaybetmişti. O yaz düğün istediğimiz için durumu aileme açtım. Tabi bir kıyamet de o zaman koptu. Ama bunu da umursamadım. Karşı çıktıkları için onlara şunu söyledim. Nikâhıma gelecek misiniz gelmeyecek misiniz dedim. Yani siz isteseniz de istemeseniz de bu nikâh olacak dedim. Ailem yıkıldı orası ayrı konular. Ben gelinlik bakmaya gittiğimde ev bakmaya gittiğimde mobilya bakmaya gittiğimde hep fotoğraf paylaştım. Beni takip eden herkes yakında

düğünümün olacağını biliyordu. Şule de biliyordu. Düğün akşam olacaktı. Gündüz kuaförde olacaktım. Kuaförden sonra fotoğraf çekimi olacaktı. Oradan da düğün salonuna geçecektik. Çok mutluydum. Kuafördeyken ortak arkadaşlardan birisi aradı. Gülay, Şule bugün intihar etmiş, yoğun bakımdaymış dedi. Bir rüyadaydım ve o an uyandım. Bu gerçek suratıma tokat gibi çarptı. Ben hiçbir şeyi ciddiye almazken birisi benim yüzümden canına kıymak istemiş. Bundan kötü ne olabilir ki. Hangi hastanede olduğunu öğrendim. Gelinliğimi çıkarıp hastaneye gittim. Ailesi falan hep ordaydı tabi. Her şeyden de haberleri var. Beni görünce vurmak istedi ablası. Güvenlik gelip ayırdı. Yüzsüz bir de buraya gelmiş utanmadan. Düğünün yok muydu senin defolsana diye hakaretler. Baktım orda durmamın faydası yok bir de insanların sinirini bozuyorum Ramazan’ı aradım anlattım. Ramazan da kötü oldu tabi. Düğünü erteleyelim mi dedi. Ramazan büyünün etkisiyle bile benim kadar taş kalpli değildi. Ben bana büyü yapılmadığı halde bu kadar şeytanlaştım. Erteleyelim dedim. Hastanenin oralarda dolaştım durdum ve en son acı haberi aldık zaten. Gece vefat ettiğini söylediler. O gün o acıyla ben de intihar edecektim. Evde ne kadar ilaç varsa içtim. Ve yatağıma uzandım. Ama bana ulaşamayınca Ramazan merak edip gelmiş. Beni hastaneye götürdü midem yıkandı. Ölmedim. Keşke ben ölseydim Şule hayatta olsaydı. Ben yaşamayı hak etmiyorum. Ramazan’dan ayrıldım. Yaptırdığım büyüyü geç de olsa bozdurdum. Bana büyüyle âşık olmuştu zaten. Gerçek sevgi değildi bu. Bir yalanla kendimi kandırdım. En yakın arkadaşım benim yüzümden öldü. Her gece arkadaşımı rüyamda gördüm. Hep hesap sordu bana. Her gece ağlayarak uyandım uykumdan. Bir gün mezarına gittim o gece rüyama girdi. Gelme bir daha mezarıma dedi. Bu pişmanlıkla ömür boyu yaşayacağım, benim en büyük cezam bu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*